Başta Yüce Allah'ın "Kelam-ı Kadim"i Kur'an-ı Kerim olmak üzere okunacak birçok kitap varken; hem de Cumhurbaşkanımızın Başdanışmanı Sayın Bülent ARINÇ'ın; Terör Örgütü PKK'nın Elebaşlarından ve Türkiyemizde HDP adıyla bu örgütün siyasi uzantısı olan partinin Eski Eşbaşkanı olan; şimdi sözünü ettiğimiz terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan tutuklu olarak "cezaevinde" yatan Selahattin DEMİRTAŞ'ın kendisine gönderdiği kitabını okuduktan sonra TAVSİYE eden; bununla da yetinmeyerek adeta "TEVBE VE İSTİĞFAR" edercesine, "Türkiye'de KÜRTLERİN DAVASINI yeni anladığını" İTİRAF eden bu şahsı Milletçe ANLAYAMADIK !
ARINÇ gibi BULANIKLARIN tavsiyesi ile aklımızı ve zihnimizi KARIŞTIRMAYA "hiç mi HİÇ" niyetimiz yok.
Bizim için ARINÇ, kendisine hiçbir şey danışılmayan; danışılsa bile fikrine itibar edilmeyen, SEMBOLİK "Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı" bize göre B O Ş DANIŞMANLIK'tır! Fikri ile amel olunmaz.
Böyle tutarsız birinin HALA bu görevde tutulması, Sayın Cumhurbaşkanımızın VEFASI ile izah edilebilir. Bir de, bazı insanlar işi yapamazlar da BOZMAYI iyi becerirler. Galiba ARINÇ bunlardan olmalı? Peygamber Efendimiz de Medine döneminde, NİFAKINI bildiği halde, "şerlerinden emin olmak için" bazılarını gözleri önünde ve saflarında tutmuştur. Böylece Müşrikler safına geçerek AÇIKTAN tavır almalarını önlemiştir. Mücadelede bu bir "Peygamber Siyaseti"dir. Her konuda bizim için en büyük ÖRNEK (üsve) olan (Ahzab, 21) Allah Elçisi, "Harp akıl oyunudur" (Buhari, 3030) buyurmaktadır.
Şimdi bu zattan beklenen, görevinden alınmadan kendi isteği ile İSTİFA ederek EFENDİCE AFFINI talep etmesidir. CAMİADAN bunca eleştirilere "kulak tıkayarak" bu görevde İSRARI, ancak YÜZSÜZLÜKLE izah edilebilir.
Bilinen bir gerçek var ki, "LEKE temiz olanlar için KİR'dir". ARINÇ artık Camianın gözünde, şimdiye kadarki TUTARSIZ ve GÜVEN VERMEYEN söylemleri, eylemleri ve tavırlarıyla LEKELENMİŞTİR ! Daha fazla kirlenmeden, "bana müsaade, benden bu kadar, anladım ki benim miadım dolmuştur" deyip kendi isteği ile çekilmelidir. Böyle yaparsa; "kurucusu olduğu" siyasi teşkilatın FAHRİ DANIŞMANI olarak gönüllerde "şükran ve minnetle" anılacak ve yaşayacaktır. Yoksa davasına iHANET eden diğerleri gibi SİYASET ÇÖPLÜĞÜNE atılacaktır.
Kendisine haddim olmayarak Peygamber Efendimizin şu hadis-i şerifini hatırlatmak isterim:
"İşler sonlarına göre değer kazanır!" (Kayserani, Z.Huffaz, 992/2) buyurmaktadır. HAİN damgası yemeden davadan emekliye ayrılmak EN HAYIRLISIDIR!
Kemal CENGİZ
Emekli Müftü