Kur'an-ı Kerim'i tecvid kurallarına göre, ezanı makamına göre okumak; "ruhlara manevi tesiri" bakımından şüphesiz çok önemlidir. Kıraat tabir edilen bu ilmin "ehli ve erbabı" olan hocalarımız bunlara hakkıyla riayet etmektedirler.
Ancak; Kur'an'ın ve ezanın bilhassa görüntülü olarak televizyonlarda ve canlı olarak cemaat huzurunda yüz üze okunduğu durumlarda, en az bu "kıraat kaideleri" kadar tesiri bakımından uyulması gereken diğer bir durum daha vardır ki buna aynı ölçüde riayet edildiği söylenemez. Okuyuş esnasında dikkat edilmesi önemli olan bu hususlar; "ağız, dudak, kaş-göz ve yüz hareketlerimizin" aldığı şekillerdir. Maalesef bu hususlar dikkatten kaçırılıyor. Okuyanlar bu durumlarını okuma esnasında göremedikleri için kontrol edememektedirler. Halbuki bu hususların da eğitim ve talim ile telafisi mümkündür. Tecvid ilminde "meharic" denilen, harflerin ağızdan çıkışı / teleffuzu için dudak taliminde olduğu gibi; bu hususlar üzerinde de durularak düzeltilmesi sağlanabilir. Bir başka yöntem de, okuyucu ayna karşısına geçerek kendi kendine egzersiz yapmak suretiyle mimik denilen bu yüz hareketlerini ve yüzüne yansıyan ifadelerini düzeltebilir.
Günlük konuşmalarımızda "jest ve mimik" denilen, el-kol ve yüz-göz gibi vücud hareketleri; yani beden dili ne kadar önemli ve konuştuklarımızın ciddiyetini ifade bakımından ne derece etkili ise; Kur'an ve ezan okunurken, bunlardaki manevi mesajların ruhlara te'siri bakımından da bu hareketler o derece önemlidir.
Beden hareketinin ruha tesiri anlamı bakımından konuyu bir örnekle izah edelim:
Hac ibadetinin ifası ile ilgili usul ve adabı anlatılırken; hacıların Kabe' de yapacakları dua esnasında, mümkünse Kabe'nin duvarına yüzlerini yapıştırıp örtüsünün eteklerine sarılmak suretiyle "ağlayarak ", ağlayamıyorsa "ağlamaklı" bir şekilde yalvarıp-yakarmak suretiyle "dua etmeleri" tavsiye edilir.
Çünkü insanın ruhunu taşıyan bedeninin hareketlerinden ruhu da etkilenecektir. Namazın kılınışı esnasında "huzu ve huşu" denilen; kalp ile beden hareketlerindeki ahengin anlamı da budur.
Bu itibarla, Kur'an ve ezan okuma talimleri esnasında, beden dilinin de eğitimi verilmelidir. Hatta Mevlid programlarında bile bu hareketlere çok dikkat edilmelidir. Mevlid okurken bir sağa, bir sola salınarak; arada bir de başını yukarı kaldırıp nara atarak okunan mevlidin "gayr-i ciddi" hareketlerinde, hiç ihlas ve samimiyetten eser var mıdır?
Hele bir de bu rolleri yaparken, ağzını açıp gözünü yumarak; dudaklarını yay gibi gerip, kaşlarını ok gibi çatmak suretiyle yüz hatlarını bir halden diğer hale geçirip şekilden şekile giren; renkten renge geçen okuyucunun durumunu düşünelim!
İşte Kur'an ve hadislerde "hoş görülmeyen" teganni böyle yapılmaktadır. Ses olarak hoş olmadığı gibi, görüntü olarak da hoş değildir.
Kemal CENGİZ
Emekli Müftü