“İlk cemre havaya düştü”…
Güzel bir haberin insanın kalbine mutluluk düşürmesi gibi…
Duyduğumuzda içimizde bir ferahlık, bir sevinç oluşuyor değil mi?
Sebebi, cemrenin baharın müjdecisi olmasından.
Soğuk geçen bir kışın ardından, tatlı bir sıcaklığın gelişinin müjdesi havaya, suya, toprağa düşen cemre…
Bu sıralar cemrenin düşmesi gibi içimizi ısıtacak, ferahlatacak bir haber almaya özlem duyuyoruz hepimiz.
Öylesine ihtiyaç duyuyoruz son zamanlarda.
Bazen telefon çaldığında, mesaj ya da mail geldiğinde, güzel bir haber alsak, mutlu olsak, sevinsek diyoruz…
Sebebi kış gibi geçen ömrümüzün, bahar gibi günlere özlem duymasından.
Pandemi, ekonomik sıkıntılar, iş yerlerindeki sorunlar, siyasetin sert ve öfkeli hali, sosyal medyadaki tartışmalar, seviyesizlikler, medyanın tekdüzeliği…
Bu yetmezmiş gibi, neredeyse her gün bir ölüm haberi alıyoruz. Corona ya da onun tetiklediği hastalıklardan ne çok yakınımız, tanıdığımız, sevdiğimiz göçtü bu dünyadan…
Hepsini topladığınızda soğuk, yağışsız, kuru bir ayaza benzeyen kış gibi geçiyor hayatımız son zamanlarda.
O nedenledir ki suya, toprağa, havaya düşen cemrenin müjdesi gibi, güzel bir haber alsak diye kulağımız, gözümüz, gönlümüz hep açık bekliyoruz.