"Tenkidi", eleştiri anlamında "bir şeyin eksik veya fazla, iyi yada kötü taraflarını tespit" olarak anlamakta güçlük çekenlerdenim.
Belki, gerçekte tenkit böyle çift yönlü olarak yapılması gerekir ama, bugüne kadar tenkidin bu manada samimi ve tarafsız duygularla yapıldığına hiç rastlamadım.
Atalarımızın, "Sahibini dövemeyen, köpeğini taşlar" dediği gibi; bir eserin sahibini açıktan üzemeyen, eserini tenkit ederek üzmeye çalışıyor. Böyle olunca da tenkidin içine kıskançlık, kızgınlık…gibi "olumsuz duygusallık" karışıyor ve tenkit, objektif (göründüğü gibi) olmaktan çıkıyor; "olumsuz eleştiri" niteliğinde tek taraflı bir yaralamaya ve karalamaya dönüşüyor.
Bu nedenle insanlar, içinden sevmediği kimseleri, (dışından dost ve seviyor gibi görünerek) eleştirmekten kaçınmalıdırlar; iyilik getirmez, kötülükleri körükler. İçlerinden sevmiyorlar ise, işlerine de karışmamalıdırlar.
Atalarımız her ne kadar, "Dost acı söyler" demişlerse de; ben de derim ki, "Tatlı dostlar acı söylemezler".
Zira, samimi yapılan bir tenkitte eser veya konu iyi ve kötü yönleri ile "iyice" değerlendirilir. Önce güzellikleri görülür, sahibi takdir ve tebrik edilir; sonra da, -varsa kusurları- münasip lisan ile hatırlatılır.
Böyle yapılmayan, damdan düşercesine söze hatalardan başayıp, eksiklikler ile devam edilerek kusurların sıralandığı; meziyetin görülmediği tenkidi, "samimi" kabul etmek mümkün değildir.
Peygamber efendimiz hadis-i şerifinde, "Sizin bir şeyi sevmeniz, onun hakkında sizi kör ve sağır eder" (Ebu Davud, 5130) buyurmuştur
Buna göre, insan sevdiğinin çirkinliğini göremez, onu kötülemeye dili varmaz. Kusuru olsa bile onun önce meziyetini görür ve onlar ile küçük kusurlarını görmezlikten gelir; gizlenemeyecek büyük kusurları da insaf ile eleştirir.
Yüce Allah hayat rehberimiz olan kitabı Kur'an-ı Kerim'de, "Güzellikler çirkinlikleri götürür" (Hud, 114) buyuruyor.
Burada çirkinlikleri götürecek güzellikleri, akan bir su gibi düşünürsek; her akarsuyun kuvvetine göre önüne katıp sürükleyerek götürebileceği çöpler farklıdır.
Buna göre, küçük bir güzel meziyet ile büyük bir kusur elbette örtülemez. Bu durum tabiidir.
Ancak büyük bir meziyet de kusuru var diye karalanıp çöplüğe atılmamalıdır.
18.04.2022
Kemal CENGİZ
Emekli Müftü