“İslâm’da kadın” bilgisinin usulü ve kaynakları
MAKALE
Paylaş
29.01.2023 23:39
539 okunma
Hayrettin Karaman

Gelenekçi, modernist veya post-modernist eğilimli Müslümanlar ile İslâm’a dıştan bakanların “İslâm’da kadın” anlayış ve bilgileri önemli (bir arada olamaz, karşıt) farklılıklar arz etmektedir. Konuya iyi niyetle yaklaşanları bu denli farklı/ihtilaflı anlayışlar içine sokan, kimi zaman çıkmaz yollara saptıran amillerin başında bilgi kaynağının, metodolojinin, araştırmacının içinde bulunduğu sosyo-psikolojik şartların/şartlanmışlıkların bulunduğunu düşünüyorum; bu sebeple doğru bilgiye ulaşmanın kaynakları, usulü ve engelleri üzerine düşündüklerimi aşağıda satırlara dökmek istiyorum:

1. Bir konuda “İslâm ne diyor?” sorusunun cevabını alabilmek için başvurulması gereken ilk kaynak, şüphesiz Kur’an-ı Kerim’dir. Bu ilahi rehberden doğru bilgi almamızı engelleyen iki amil vardır: Ehliyet ve usul.

Müslümanın Kitabı’nı okuyup anlaması ve hayatında uygulaması için gerekli olanın yanında gerekli olmayan şartlar da uydurulmuş, bu güç şartları sıradan Müslümanın gerçekleştirmesi mümkün olmadığından Kitab yalnızca sevap kazanmak, ölülerin ruhuna bağışlanmak, ibadet yapmak... için okunur olmuştur. Halbuki fetva vermek için değil ise de Allah ile doğrudan yakın ilişki kurmak, bir mânâda konuşmak ve O’nun hitabını hayatının düsturu haline getirmek için her Müslüman, her dilde (çeviride) Kur’an-ı Kerim’i okuyabilir, üzerinde düşünebilir, kendine gerekli olan birçok yerini anlayabilir ve böyle de yapmalıdır.

İlâhî Kitabı âlimane (müctehidce) okumak, anlamak ve buradan bilgi üreterek fert ve toplumun ihtiyacına sunmak için şüphesiz daha fazla hazırlayıcı bilgilere, zekaya ve doğru bir usule ihtiyaç vardır. Bunu da belli bir çağa ait kılmak ve belli şahısların tekeline vermek tıkanıklığa sebep olmaktadır. İslâm’ın ilk nesillerinde âlimler de vardı, sıradan (âlim olmayan, bilgi ve zekâsı yeterli seviyede bulunmayan) insanlar da vardı; ancak herkes Kur’an’ı, hem ibadet için hem de anlamak ve hayatında uygulamak için okuyordu, yetmediği yerde kişilerin şahsi reylerini değil, Kur’an’dan anlamadığı yeri, Hz. Peygamber’in ilgili bir açıklaması olup olmadığını soruyordu.

2. Doğru İslâm bilgisinin vazgeçilemez ikinci kaynağı Sünnet’tir. Sünnet, kendisine Kur’an-ı Kerim ve bunun dışında gerekli olduğu kadar bilgi vahyedilmiş bulunan Peygamber’in (s.a.) örnek davranışlarıdır (sözü, fiili ve onayıdır). O’nun örnek olsun diye koymadığı (beşerî, tabiî) davranışları bulunduğu gibi örnek davranışları ve çözümlerinin de tarihi, şahsi, özel... olanı ve olmayanı vardır. Bu hususların birbirine karıştırılması İslâm’da kadın konusunda doğru bilgiye ulaşma noktasında önemli bir engel oluşturmaktadır. Mesela Hz. Fatıma’nın başvurusu üzerine sevgili babası ve ümmetin Efendisi’nin (s.a.) karı-kocanın rolleri ile ilgili olarak söylediklerini bazı müctehidler değişmez kural olarak almışlar, bazıları ise bunun, verili şartlarda bir tavsiye ve çözümden ibaret olduğunu, rollerin duruma göre değişmesinde bir sakınca ve İslâm’a aykırılığın bulunmayacağını ileri sürmüşlerdir. Sünnet alanında doğru anlayış ve bilgilenmenin engellerinden biri de Efendimiz’in (s.a.) söz veya fiilinin eksik aktarılması veya yanlış anlaşılmasıdır. Kadının uğursuzluğu, “eğe kemiğinden yaratılmıştır” diye eğri (eksik, kusurlu) sayılması, kocaya itaat konusundaki abartılı ve dengesiz anlayış bu engelin -emsali çok olan- birkaç örneğidir.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Hayrettin Karaman
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

1934 yılında Çorum'da doğdu. İlk İmam Hatip okullarından biri olan Konya İmam Hatip Okulu ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nde okudu. İki yıl İstanbul İmam Hatip Okulu'nda meslek dersleri öğretmeni olarak çalıştıktan sonra İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'ne fıkıh asistanı oldu. Yüksek İslam Enstitülerinin İlahiyat Fakülteleri'ne dönüşmesinin ardından akademik çalışmalarını tamamlayarak sırasıyla doktor, doçent ve profesör unvanlarını aldı. Yarım asra yaklaşan fikir ve meslek hayatı boyunca, yurtiçi ve yurtdışında binlerce konferans, seminer, panel, vaaz, hutbe, kurs, yazılı ve görsel medya programı, eğitim programında yer alarak eğitim, öğretim, tebliğ ve irşad faaliyetini sürdürdü. Aralarında bugünün tanınmış bilim ve fikir adamları olan binlerce öğrenci yetiştirdi. 2001 yılında yaşanan baskılara karşı çıkarak Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesindeki görevinden -yaş haddi dolmadan emekliliğini isteyerek- ayrıldı. 2001-2004 yılları arasında Avrupa Uluslararası İslam Üniversitesinde (Hollanda) misafir öğretim üyeliği yaptı. İslam’ın İlk Emri Oku, Nesil, İzlenim, Gerçek Hayat, Eğitim Bilim gibi dergilerde devamlı yazdı. M.Ü. İlahiyat Fakültesinde İslam Hukuku Anabilim dalı başkanlığı ve Fakülte Kurulu üyeliği yaptı. MÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Karaman, çıktığı günden beri Yeni Şafak Gazetesi’nde köşe yazısı yazmaktadır. Üç çocuğu, yedi torunu ve dört torun çocuğu vardır. Basılmış Eserlerinin sayısı 50 civarındadır.

 

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya