Deccali Gördüm
MAKALE
Paylaş
26.09.2024 01:03
1 yorum
232 okunma
Prof. Dr. Cağfer Karadaş

Ben Ahmet, Gazzeli Ahmet.

Ne zaman doğduğumu tam olarak bilmiyorum. Bilmeye de uğraşmadım, öğrenemezdim de zaten. Bir ara anneme “Ne zaman doğdum?” sormuştum. “İşgalcilerin Gazze’yi bombaladığı gün” demişti bana. O kadar çok bombalanan gün vardı ki, hangisindeydi? Her yer her zaman bombalanıyordu. Zaten böyle şeyleri düşünmeye ayıracak zamanımız hiç olmadı. Doğum günü diye bir şey duymuştum da çok şaşırmıştım.

İşte yine bir bomba. Bu sefer kaçıp kurtulabildim. Çok yakınımda patlamıştı ve beni acayip bilemişti. “Bir şeyler yapmalıyım ve buna bir cevap vermeliyim” diye söylendim. Meğer içimden değil açıktan söylemişim. Yanımdaki arkadaşım Hasan “Tamam, ne duruyoruz, haydi bir şeyler yapalım” dedi.

Elimizde, zor zanaat yaptığımız sadece bir sapanımız vardı. Ama Allah’a şükür taşımız çoktu. Yıkılan binalardan saçılan beton parçaları silahımızın kurşunlarıydı. Düştük yola Hasan’la “Aha da karşımızda, işgalci zorbalar”. “Dur!” dedi Hasan “bizi görüyorlar”. “İyi ya, ben de tam onu istiyorum. İki gözünün ortasından vuracağım” diye cevap verdim. Vurdum da. Tam iki kaşının arasından, alnının çatından vurmuştum. Ama tuhaf bir şey gördüm. Alnının tam ortasında deccali okudum. Hasan’a söyledim, kafasını salladı geçti. Ama ben gördüm, gördüğümden emindim.

Sonra gözümü hastanende açtım. Epey yattım, iyileştim, çıktım. Hayatımdan memnumdun, çünkü deccali görmüş, alnından vurmuştum.

Ama kimse doğrulamadı beni, boş gözlerle baktılar, kafalarını salladılar ve gittiler. Ben biliyordum ve inanıyordum. Alnından vurmuştum ve onun deccal olduğunu alnında okumuştum.

Herkese anlatıyordum, durmadan anlatıyordum. Çocuklar dinliyorlardı beni sadece. Etrafımı sarıp gözümün içine bakarak merakla ve heyecanla dinliyorlardı. Bu beni çok mutlu ediyordu, mutlu oldukça daha çok anlatıyordum.

Çocuklardan başka etrafımda kimse yoktu zaten. Hasan mı? Kefen bulamamışlar, mezara düştüğü gibi koymuşlar onu. Bir kere mezarına götürdüler beni. Ona tekrar söyledim “Deccali gördüm” dedim. Ama o beni duymadı, belki de duydu, cevap vermedi. Belki de yine kafasını sallamak istedi, sallayamadı.

Birden çocukların etrafımdan kaçıştığını gördüm. Yukarı doğru bakınca niye kaçıştıkların anladım. Bir ateş topu arkasında büyük bir toz bulutu bırakarak bana doğru geliyordu. Sanki ben onu bekliyordum. Başka yapacak bir şeyim de yoktu. Şehitlik bir ara çok yaklaşmıştı ama olmamıştı. Şimdi olacaktı sanki.

Hastanede tedavi gördüğüm günler şimşek gibi zihnimden geçti: Ayılmıştım, her yanım kan içindeydi. Doğrulmak, hareket etmek istedim, yapamadım. Büyük bir acı her yanımı sardı, beynim zonkladı, sadece inleyebildim. Meğer arkadaşım Hasan’la bir bombanın kurbanı olmuşuz. Ben yaralı kurtulmuşum.

O sırada başıma iki kişi geldi. Üzerlerindeki beyaz önlükler kan rengine dönmüştü. Aralarında konuşuyorlardı, ben duyuyordum. Birisi beni işaret ederek “Kesmekten başka çaremiz yok” dedi. Öteki “Keşke baygınken kesseydik, anestezi malzememiz hiç kalmadı” dedi. “Hangisine yetişelim ki” diye cevap verdi, çaresiz.

Biri kolumu tuttu, diğeri kesmeye başladı. Var gücümle bağırdım, hastaneyi, mahalleyi, bütün Gazze’yi çığlıklarımla inlettim. Anneciğim de sesimi duymadı, çünkü o da şehitler arasına karışmıştı. Sonra hiçbir şey hatırlamıyorum. Uyandım, bir sürü bez sargının içindeydim. İnsanlar beni bir yerden ötekine kucaklarında götürüyorlardı. Anladım ki hem kollarım hem ayaklarım kesilmişti.

İşte böyle. Çocuklar beni oracıkta, ateş topunun tam karşısında bırakıp kaçışmışlardı. Başka ne yapabilirlerdi ki. Küçücük elleriyle beni taşıyamazlardı. Şehit olayım diye bırakmışlardı belki. Ama ben bu sefer ıskalamayacaktım. Meleklere anlatacaktım. Onlar beni dinlerlerdi. Rabbime anlatacaktım. O benim intikamımı alırdı.

Ateş topu tepemde patladı. Ben sevinç içinde, ne çok mutluydum!

22 Rebiulevvel 1446 / 25 Eylül 2024

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 1 yorum yapıldı
VAR OL
Hocam teşekkürler
Yorum Ekleyen: Ahmed YAHYA     28.09.2024 05:57:00

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya