İşitin ey ulular âhır zaman olısar
Sağ Müslüman seyrektir ol da güman olısar
Danişmend okur tutmaz derviş yolun gözetmez
Bu halk öğüt işitmez sağır heman olısar
Gitti beğler mürveti binip sürerler atı
Yediği yoksul eti içtiği kan olısar
Yani ev koptu evden elin çekmez murdardan
Deccal kopısar yerden onlar uyar olısar
Birbirne yanubana ettiğin kalır sana
Yarın mahşer gününde cümle ayan olısar
Ey Yunus imdi senin aşk ile geçsin günün
Sevdiğin kişi senin canına can olısar
Bu şiiri ilk okuduğumda doğrusu Yunus’a yakıştıramamıştım. Çok sert sözler ihtiva ediyor. Ancak “Divan”ın en eski yazması olan Fatih nüshasında yer aldığı için, ben de Dergâh Yayınları arasında çıkan “Yunus Emre Divanı”na (Ekim 1979) aldım.
Yunus iki hususun altını çiziyor: Zulüm her devirde zulümdür, yaşadığımız zaman âhır zamandır.
O devrin iyilikten ve cömertlikten nasibini almamış beyleri nasıl halka zulmediyorlarsa; bu devrin tüm dünyada hükmünü yürüten kapitalizmin beyleri de aynı zulmü sürdürüyor. İki yazıda yer alacak raporlarda sömürünün ve vahşetin rakamlarını (boyutunu) göreceksiniz.
Bu zulme boyun eğmek bize yakışmaz. Tüm inancımız, fikriyatımız ve hissiyatımız ile karşı çıkmalıyız.
Nasıl?
Ben bir hikâyeci olarak “Kalbin Sesi ile Toprağa Dönüş” (Ocak 2020) kitabımda elli yıllık birikimimi sergiledim. Bu kitap olacak yazılarda da aynı dâvayı sürdürüyorum. Bütün çabam ulema ve akademyamızın kapitalizme karşı verecekleri soylu mücadeleye yardımcı olmaktır.