
Mevcut Durum
2014’te Rusya’nın Ukrayna’ya ait olan Kırım, Donetsk ve Luhanks bölgelerini ilhak etmesi ile başlayan gerilim 2022 Şubat ayında doğu Ukrayna Donbass bölgesinde sıcak savaşa evrildi. Doğu Ukrayna’daki Rus azınlıkla ilgili anlaşmazlık ile Ukrayna’nın NATO’ya bağlanması ihtimali jeopolitik endişeleri artırdı. Ukrayna ABD, AB ve İngiltere’den aldığı silah ve maddi yardımlarla üç yıldır Rus işgal saldırılarına direniyor. Rusya işgalini Ukrayna’nın %20’sine kadar çıkarsa da Ukrayna’nın karşı taarruzlarıyla pek çok yerden ağır kayıplar vererek çekilmek zorunda kaldı. Hatta Ukrayna ordusu kuzeyde Kursk Oblastı, Belgorod, Bryansk (1.000 kilometrekare alan) gibi Rus topraklarına 80 yıldan sonra giren ilk işgal ordusu oldu. 74 yerleşim alanını işgal ederek 2 milyon Rus’u yerinden etti.
İleri-geri gelgitlerle devam eden savaşta çok büyük askeri kayıplar veren Rusya Kuzey Kore’den asker yardımı alarak 13 bin asker getirtmek ihtiyacını hissetti. Kursk bölgesinde Kuzey Kore’li askerlerin yarısı öldü, büyük kısmı da yaralı olarak cepheden çekilmek zorunda kaldılar.
İşgal alanları sürekli el değiştiriyor ancak savaşın kazananı henüz yok. Dünyanın sayılı ordularından olan Rus ordusuna karşılık Ukrayna’nın 800 bin savaş gücü yüksek ordusu mücadele ediyor. Putin için yenilginin adı Kursk’tur. Altı aydır oradan Ukrayna ordusunu Kuzey Kore desteğine rağmen püskürtemedi.
15 aylık Gazze saldırısında İsrail’e 30 milyar$ yardım yapan ABD, üç yılda 61 milyar $ yardım gönderdi. (İngiltere ve AB yardımları hariç)
Yüzbinlerce asker ve sivil kayıpların yanında milyonları aşan mülteciler savaş alanlarından iç bölgelere ya da diğer ülkelere sığındılar. Ciddi bir insani dram hala sürüyor.
Trump’ın Hesabı
2025 Mart’ında ABD yeni başkanı Trump ve Ukrayna lideri Zelenski Beyaz Saray Oval ofiste dünyaya şenlik bir tartışma tiyatrosu oynadılar.
Emlakçı, tüccar Trump Ukrayna masrafının tahsili için Ukrayna’nın Nadir Toprak Elementlerini istiyordu Zelenski’den. O da savaşı devam ettirebilmek için ABD yardımlarının devam etmesini istiyordu. Anlaşamayıp kavga ettiler.
Trump;”savaşı kazanamadın, yenemiyorsun, bitir bunu, borcunu öde, zaten seçim de yapmıyorsun diktatörsün” diyerek Zelenski’yi Rusya ile mağlup bir barışa zorluyor. Böylece Ukrayna’yı Rusya’ya bırakmak, bütün gücünü İsrail’e vermek ve Filistin, Lübnan, Suriye, İran üzerinden Ortadoğu denklemini çözmeyi önceliyor. Kararlı bir Siyonist ve olağanüstü küreselci (göründüğünün aksine) olan Trump İsrail’in güvenliğini ve kadim planları yönündeki istek ve ihtiyaçlarını çok daha önemsiyor.
Oysa Putin karşısında Zelenski başarısız değil. Ancak Trump Ukrayna’yı Putin’e vererek tüm gücünü, desteğini İsrail’e yönlendirmek çabasında. Putin ile anlaşarak ABD-Rus ittifakı ile Yeni Yalta Konferansı gibi paylaşım hesabında. “Ukrayna sende; Suriye, Filistin üzerinden Ortadoğu bizde.” Artık Ukrayna’nın sınırlarını çizeriz hesabında. Ukrayna için elle tutulur bir barış planı yok. Ancak Ukrayna’ya olan silah, para ve istihbarat desteğini çekmek, Ukrayna’yı adeta Putin’e peşkeş çekmek hesabında. Jeopolitik paylaşım derdinde.
Avrupa’nın Duruşu
Trump ile bozuşan Zelenski anlaşma yapamadan Oval Ofisten kovulunca soluğu İngiltere’de aldı. İngiliz başbakanı Starmer ve kral tarafından özenle karşılandı. İngiltere ve AB ülkeleri özellikle Fransa, Hollanda, Almanya Zelenski’ye Rusya’ya karşı desteklerini ve yaptırımları sürdüreceklerini açıkladılar. Fransa Miraj 2000, Hollanda F16’ları hemen gönderdiler.
Avrupalılar ve İngiltere Trump ile papaz olmuş durumdalar, güvenmiyorlar. Ukrayna konusu ve ilgili müzakerelerden Avrupa’yı dışarıda bırakması, Avrupa’nın güvenliği, Gümrük vergilerini artırma resti, Grönland, Kanada konularındaki gerginlikler ile Panama, Meksika, Gazze konuları gerilimin başlıca nedenleri.
ABD-Rusya Ukrayna’da barış temaslarını artırınca dışlanan Avrupa’nın savunma ve güvenliği konusunda özerklik söylemleri arttı.
“Avrupa’nın geleceği Washington ya da Moskova’da değil Avrupa’da belirlenmelidir.” diyen Macron; Fransa’nın AB’de nükleer güce sahip tek ülke olduğunu hatırlatarak Avrupa’yı Fransa nükleer caydırıcılığı ile korumak önerisiyle liderleri 7 Mart’ta Brüksel’de topladı. Olağanüstü AB liderler zirvesinde komisyon başkanı Ursula van der Lepen birlik üyesi 27 ülke olarak “Avrupa Yeni Savunma Planı’na 800 milyar £ luk bütçe hazırladık. Bugün tarih yazılıyor.” dedi. Zelenski’nin de katıldığı toplantıda Ukrayna’ya her türlü acil yardım ve desteğin süreceğini, amaçlarının adil, güvenli ve kalıcı bir barış olduğunu söyledi.
Dünyada yaşanan tarihi jeopolitik gelişmelerin güvenlik ve refahı tehdit ettiğini, endişeler yarattığını belirten Macron; “Ukrayna’nın ötesinde Rus tehdidi tüm Avrupa’yı etkiliyor.” dedi. Rusya’nın Ukrayna ile yetineceğine inanmadıklarını açıklayarak, “Barışa giden yol Ukrayna’nın terk edilmesinden geçmez. Herhangi bir bedelle Rusya’nın dayatmalarıyla sağlanamaz” diyerek Trump’a gönderme yaptı. Ayrıca; AB ve İngiltere olarak “Sağlam, kalıcı, denetlenebilir bir barış planı hazırladık. ABD ve NATO’yla olan ortaklığımıza bağlı kalmaya devam ediyoruz ancak daha fazlasını da yapmaya hazırız” dedi.
Avrupa (İng. Dahil) Rus tehdidi, savunma, güvenlik ve refahı için gerekirse Ukrayna savaşını sürdürmeye kararlı gözüküyor. 3. Dünya Savaşı riskini bile göze alarak nükleer kartı masaya sürüyorlar.
Türkiye’nin Durumu ve Sonuç
Ukrayna savaşının başından itibaren Türkiye aktif tarafsızlığını koruyor. Yaptırımlara katılmıyor. Sürecin sıkıntılarını kolaylaştıracak dengeli çabalarını sürdürüyor. Tahıl sevkiyatı, esir takası, mülteciler konularında etkili roller oynuyor. Putin ve Zelenski ile devamlı iletişim halinde ancak Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, Kırım konularında ve diğer politikalarını koruyor. Barış için iki tarafla temas halinde, ABD ve AB ile de iletişimde. İstanbul eksenli bir barış için diplomatik avantajını kullanıyor.
Bölgemizde ve Dünyada yaşanan tarihi jeopolitik gelişmeler güvensizlik, belirsizlik ve tehdit algıları oluşturuyor. Ülkeler gelecekleri için savunma, güvenlik ve refah konusunda endişeler taşıyorlar. Dünya düzeni sarsıntılar geçiriyor. Siyonist Trump ve Netenyahu yerleşik dünya düzenini bozuyorlar. Milletsiz “Birleşmiş Milletler”, güvenliksiz “BM Güvenlik Konseyi”, insansız “İnsan Hakları”, dünyasız “Dünya Bankası”, adaletsiz “Uluslararası Hukuk Sistemi” hasılı tüm uluslararası kuruluşlar adeta iflas etmiş durumda.
Bölgesel saldırılar artmış, küresel endişeler stratejik, ekonomik, jeopolitik olarak tavan yapmış durumdadır.
İşte böylesine bir konjonktürde; Türkiye bölgesel gücünü ve küresel rolünü stratejik bir dikkat ve denge ile kullanmalıdır.
Savunma kapasitesini artırarak, iç cephesini huzur ve barış ile tahkim ederek, ekonomisini güçlendirerek, jeopolitik avantajlarını kullanarak, ittifaklarını ve tarafsızlığını ortak akılla kuvvetlendirerek yolunda devam etmelidir.
Milli Güvenlik kaygılarını, jeopolitik risklerini minimize edecek tedbirleri ihmal etmeden proaktif politikalarını yönetebilmelidir.
“Havuç” tekliflerine aldanmadan, “sopa” tehditlerinden çekinmeden diplomatik basiret ve ferasetle milli menfaatlerini dirayetle savunmalıdır.
07.03.2025
Aydın BOLAT