Samimiyet; tıpkımızın aynısı gibi görünmek, her türlü abartıdan sakınmaktır
Samimiyet; tertemiz yüreğini, tertemiz yürek sahiplerine sunabilmektır.
Samimiyet, sadeliktir.
Samimiyet, kendini bütünüyle kabullenebilmektir.
Samimiyet; her şartta sözün doğrusunu konuşmaktır, konuşabilmektir.
Samimiyet; iyiyi, iyiliği derecesinde sevmek, kötüye, kötülüğünün gereği kadar kötü diyebilmektir.
Samimiyet, itiraf eylemektir.
Samimiyet; bütün canlıları, bütün hâl ve hareketleri objektif bir şekilde değerlendirebilmektir.
Samimiyet, ciddiyetin tabi hâlidir.
Samimiyet; her kişiyle senli benli ünsiyet kurmak değil, seni de beni de anlayacak, anlamayı kolaylaştıracak davranışlar geliştirmektir.
Samimiyet; öfkenin de sevginin de gerektiği kadarına sahipliktir.
Samimiyet; hâlini, mevcut hâlini bütün sadeliği ile aşikâr eylemektir.
Samimiyet; en hâlis niyetiyle, bütün kuvvetiyle şeksiz, şüphesiz, kibirsiz, davranabilmektir.
Samimiyet, hesapsız düşünebilmektir.
Samimiyet; vara, varlıklıya değil her daim vakarlıya yönelebilmektir.
Samimiyet; “Seni sevmiyorum lâkin sözlerinde haklısın” deme cesaretini gösterebilmektir.
Samimiyet; nefsinin güzel bulduklarından daha çok, akıl, ahlak ve inancının güzel bulduklarını güzel bulabilmektir.
Samimiyet; gerektiğinde “var lâkin yok”, “yok lâkin var” diyebilmeyi yaşanabilir eylemektir.
Samimiyet; yüreğin, yüreğe karşılıksız aşinalığıdır.
Samimiyet; sevmediği, beğenmediği, hoşlanmadığı insanlara bile haksızlığa müsade eylememektir.
Samimiyet; Hakk'ın buyruklarına tereddütsüz uyabilmektir.
Samimiyet; her hâdiseyi medeni bir tavırla, doğru bilgiyle, güzel ahlakla anlamaya, mânalandırmaya çalışmaktır
Samimiyet; “Büyük sadece Allah’tır” gerçeğini asla ve asla unutmamaktır.
Samimiyet; kendisinden başka hiçbir kimsenin gõrünmediği yerlerde bile, bütün varlıkları yaratanın bulunduğunu hep aklínda tutabilmektir.
Samimiyet, her durum ve şartta doğruluktan vazgeçmemektir.
Samimiyet, her türlü davranışında hasbiliktir.