Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı  Yüksek İstişare Kurulu  vakfın faaliyetlerinin temelini oluşturan “Medeniyet Tasavvuru ve İnşası”konulu bir konferans düzenledi. Mütevelli Heyet Başkanımız Av. Hayrullah Başer  tarafından verilen konferans dinleyiciler tarafından ilgi ile takip edildi.

Başkan Hayrullah Başer, “Niçin Medeniyet Tasavvuru ve İnşası?”diye soru ile başlayan konuşmasında, medeniyet inşasının uzun yıllardır üzerinde çalıştıkları temel meselelerden biri olduğunu belirterek, “Yeniden bir medeniyetin inşası için emek vermek, gençlik yıllarımızdan bu yana zihnimizi meşgul eden bir sorumluluktur” ifadelerini kullandı. Bu sürecin özellikle gençler açısından pek çok soru işareti barındırdığını vurgulayan Başer, “Bu sorulara cevap üretmek, bu düşünceye sahip çıkan insanların sorumluluğudur” dedi.

Konuşmasında hedef ve yöntem ilişkisine de değinen Başer, merhum bilim insanı Oktay Sinanoğlu’na atıfla, “Ciddi bir hedefiniz varsa, mutlaka bir yol haritanız olmalıdır” sözünü hatırlattı. Bu çerçevede geçmişin ve bugünün doğru okunması gerektiğini belirten Başer, Türk devlet geleneğine işaret ederek, “Türk devletlerine baktığımızda yüzyıllar boyunca onlarca devlet inşa edilmiştir ve bu devletlerin inşa ettiği medeniyetlerin neden yıkıldığını da doğru şekilde tahlil etmek gerekir” değerlendirmesinde bulundu. Başer, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı eserinden yaptığı atıflarla medeniyet kavramını ele aldı. Medeniyeti, “hayatı düzenleyen kurallar bütünü” olarak tanımlayan Başer, “Medeniyet, insanın hayata bakışını bir sisteme dönüştüren yaşam biçimidir” ifadelerini kullandı.

Tasavvuf geleneğine de değinen Başer, “Tasavvuf âlimleri medeniyeti inşa ederken tevhid inancından kopmamış, bu anlayış çerçevesinde bir hayat tasavvuru ortaya koymuşlardır” dedi. Günümüzdeki toplumsal algı ve yaşam biçimlerinin tarihsel birikimin yansımaları olduğunu belirten Başer, Batı medeniyetleri ile ilgili değerlendirmesinde ise, “Batı, ulusal devlet anlayışında kendi değerlerini hiçbir zaman bir kenara bırakmamıştır. Ancak biz, Batı’nın değerleriyle ayakları yere sağlam basan bir gelecek inşa edemeyiz; çünkü geçmişimizde bunu temellendirecek bir karşılık yoktur. Ne tam anlamıyla Doğulu kalabildik ne de Batılı olabildik” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının devamında değişim ve dönüşüm vurgusu yapan Başer, “Evren genişlemeye devam ederken yaratılışın da süreklilik arz ettiği açıktır. Böylesi bir dönüşüm çağında yeniden bir medeniyet tasavvuruna ihtiyacımız vardır” dedi. Medeniyet inşasının öncü bir irade gerektirdiğini belirten Başer, Aliya İzzetbegoviç’in, “İslam, bütün insanlığın kul olduğunu hatırlatır; bu nedenle medeniyet geliştirmek Müslümanların görevidir” sözünü hatırlattı. Konuşmasını Cemil Meriç’ten yaptığı alıntıyla tamamlayan Başer, “Atalarımız büyük medeniyetler kurdu; bu gün bize düşen görev medeniyet tasavvuru ve İnşası konusunda elimizden gelen gayreti göstermektir. Tevhit ekseninde vahiy ve risalet esasına dayalı, ehli kıbleyi tekfir etmeyen, kimseyi ötekileştirmeyen bir düşünce anlayışının yaşanır hale getirilmesi esastır. Bunun için nesiller arası köprü kurma niyetine sahip olmamız gerekir” dedi.

Toplantının ikinci bölümünde soru-cevap ve değerlendirme oturumuna geçildi. Oturumun moderatörlüğünü Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ali Ay yürüttü. Bu bölümde dile getirilen görüşlerde, toplumun tüm kesimlerine hitap eden, ayrıştırıcı olmayan bir anlayışla mevcut medeniyet birikiminin paylaşılması gerektiği ifade edildi. Ayrıca gençlerin gelişimi açısından iktisadi alanlarda daha fazla çalışma yapılmasının önemine dikkat çekildi.

Toplantıya katılımın dikkat çekici düzeyde olduğu gözlemlenirken, katılımcıların hem konferansa hem de toplantıya yoğun ilgi gösterdiği gözlemlendi. Düzenli olarak gerçekleştirilen Yüksek İstişare Kurulu Toplantıları’nın önümüzdeki dönemlerde de devam edeceği ifade edildi.