2003 yılında Amerika dışişleri bakanı Rice yirmi iki İslam ülkesinin sınırları değişecek dedi. Umursamadık.
Afganistan bitti, Irak bitti, Libya bitti, Suriye bitti, Yemen bitti, Sudan bitti şu an karıştırdıkları ülkelere bakın; Lübnan, İran, yeniden Irak...
Şimdi de var güçleri ile Gazze’yi bombalıyorlar. Öyle ki Gazze’ye atılan bombalar işgallerde ve savaşlarda şimdiye kadar atılan bombaların onlarca, yüzlerce katı!
Evet coğrafya İslam coğrafyası!
Günümüzde haçlı seferlerini sekiz yüz yıl sonra yeniden başlattılar. Bin iki yüzlerde kilisenin başkanlığında bir araya gelen işgalci vahşi batının adamları bugün Abd nin başkanlığında yeniden bir araya geldiler. Gazze’mizi hiçbir savaşta görülmemiş bir şekilde bombalıyorlar. Kardeşlerimizi katlediyorlar. Ellerinde güçlü silahları olmayan ancak direnmeyi dirilişin ilk adımı gören bir avuç insan hem kendi adlarına hem de ümmet adına mücadele ediyor.
İyi bilinsin ki bu mücadele Hamas, İsrail mücadelesi değil. Bu mücadele batının İsrail’i kullanarak Gazze’ye çökme mücadelesidir. Sekiz yüz yıl sonra haçlı saldırılarını yeniden başlatma mücadelesidir. Coğrafyamızla komşu olmayan, yakından uzaktan alakaları bulunmayan, on binlerce km uzaktan gelen işgalci ve haçlı ruhu taşıyan katiller sürüsünün neden bizim bölgemizde olduğunu düşünelim. Bütün bunlar 2003 yılında söylemekten çekinmedikleri sınırları değiştirme ve işgal projelerini gerçekleştirme amaçlıdır.
Şunu biliyoruz. İslam coğrafyasını parçalama planları ve bölünmüş yerlerde kendilerine tabi yönetimleri iş başına getirme çabaları...
Evet bütün bunlar doğru.
Ama
Kahrol ABD, kahrol İsrail, demek yeter mi?
Niye biz diye düşünmemiz gerekmez mi?
Sanki İslam coğrafyası bunları hak ediyor gibi..
İslam’ın önerdiği birlik ve kardeşliği Müslümanlar olarak neden örseledik.
Birlik olma kurallarını -bilmeyerek diyemeyeceğim- maalesef bilerek hafife aldık.
Siyasi mücadeleleri öne çıkarıp ayrışmak, iç kavga, iç mücadele gibi gözleri kör eden tarzların verdiği zararların farkına varamadık. Hem de "Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider." Enfal/46 talimatına rağmen…
İslam coğrafyası olarak oyuna gelmeyelim.
Hırslarımıza mağlup olmayalım.
Anlattıklarımızla yaptıklarımız bir olsun.
Birlik ve kardeşlikten bahsedip, birbirilerimizle çekişmeyelim.
Aklı evveller, alimler, önderler ne güne duruyorsunuz.
Niye çekingen davranıp bu kargaşaya bulaşanları uyarmıyorsunuz.
Yoksa sizin ilminizin hayatta karşılığı yok mu?
İnananlar olarak niye oyuna geliyoruz.
Dünyalıkları gereğinden fazla sevip coğrafyamızın canına okunmasına sessiz kalmalı mıyız?
Bunları çoğaltmak mümkün...
Gazze’de İsrail’in işgaline izin vermemek, tüm batının var olan güçleriyle yaptıkları saldırıları durdurmak için inanmış bir avuç insan sadece Gazze’yi değil kendi coğrafyamızın sınırlarını koruma mücadelesi veriyorlar.
Onlar inandıkları şeyin bilincinde olan ve inandıklarının kendilerini neye çağırdığının farkında olan ve gereğini yapmaktan çekinmeyen mücahitler.
Biz inananlara da imanınızın gereklerini yapmaktan geri durmayın mesajı veriyorlar.
Kendimize bir hatırlatmada bulunayım. İnandım deyip de İsrail’in katliamlarına sessiz kalanlar, sadece televizyon başında ağlayanlar size sesleniyorum. İnandım dediğiniz din sizden bizden Allah’tan yana taraf olmamızı istiyor. Allah’ın tarafı olan karınca bile İbrahim’in ateşini söndürmek için yola çıkmıştı. Karıncadan da mı acizsiniz? Acziyetiniz ve korkunuz niye!
Herkesin hesabını kendisinin göreceği günü unutmadan, suçlu arama kolaycılığına kaçmadan, bizlere emanet edilen coğrafyamızda yabancı güçlerin hakimiyet kurmasına sebep olacak davranışlardan uzak duralım.
Kim derse ki bu tekerlek kalır tümsekte! İnanmayın! Hamas tümsekteki tekerleğin dönebileceğini tüm dünyaya gösterdi. Bizler de Ya RABB! Bize adaletle şahitliğimizi unutmadan sadece kahrol İsrail, Kahrol ABD demekten öte hırslarımıza yenilmeden, birlikten bahsedip birbirimizle çekişmeden, İsrail’in Gazze’deki kardeşlerimizin mal, can, namusuna yaptığı zulmün sona erdirilmesi için elimizden geleni yapmayı nasip etmesi dualar edelim.
Gereğini yapalım. Allah nurunu tamamlayacaksın. Allah mücadele eden ve sabredenlerle beraberdir.
Sarp yokuş zordur. Ama aşılmaz değildir. Şunu da unutmayalım ki; Ebabillerin taşları, görünmez melekler orduları, mücadele azmine sahip olanlara Allah’ın hediyesidir.
Boykotu küçümsemeyelim. Boykota devam. Ekonomik desteğimizi en üst seviyeye çıkartalım. DUA larımızı artıralım. Zafer olan inancımızı güçlü tutalım.
Biliyoruz ki; Zafer Hakkın ve hakka inananlarındır.
Vahap Yaman
vahap3442@gmail.com