Vakıf, mehabetli bir insanlık binasıdır. Hür iradenin açtığı yolda, vicdanî sorumluluğun merhamet ve muhabbetle yerine getirilmesi çabasıdır. Bu çabanın tezahürleri olarak merkezinde Mâverâünnehir'in yer aldığı Türkistan'dan başlayarak en uzak diyarlara kadar her yerde pek çok hayır eser yapılmış ve vakıfla kayıt altına alınmıştır. Çağlar boyunca, medenî bir hayır kurumu olan vakıf, her ülkenin sosyal, ekonomik ve kültürel hayatında son derece etkili olmuştur.

Tarih, bir anlam haritası olarak toplumların, kültürlerin ve medeniyetlerin tanışmasının, bilişmesinin yarışmasının nasıllığını izah eden sırlar hazinesidir. Doğrular, yanlışlar, hatalar, ihmaller, gayretler ve sevaplardan oluşan bir tecrübeler yumağıdır ve zamanın ibretten ibaret bir şerhidir. İnsanın, milletlerin ve medeniyetlerin fikrî ve fiilî sürekliliğidir. Dün yani hâfızanın ânı yaşayarak süreklilikten dolayı geleceği inşâ/imhâ etmesidir. Bir ilim olarak tarih, varlığı, dünyayı, insanı, hayatı ve çevreyi anlamak ve bu sayede ayakta kalabilmek için verilen bir mücadeledir aslında. Büyük tarihin sayfaları açıldıkça, içinde celâl ve cemâl tecellîlerinden her ne sırlanmışsa, düne ait her ağırlık, zamanını yaşayarak geleceğe devrolunur.
Geçmişi gösterip geleceğe yansıtan bir ayna olan tarihin teşrih masasında tanınan medeniyet, kaynağını dinden alan yüksek bir zihniyet ve idrak seviyesi, bir ahlâk ve inanç manzumesidir. Medeniyetimiz sahip olduğumuz coğrafyalarda faklı şekillerde ve tatlarda, kendini, sakinlerinin kimlikleri olan zengin kültür mahsullerinde göstermiştir. Medeniyetimizin şekil ve ruh vererek meydana getirdiği insan merkezli bir hizmet alanı olan vakıf, asırlardır yaşayan ve yaşatan bir nizamın adıdır. Milletimizin var oluş sırrı olan vakıf, coğrafyanın vatan kılınmasında, küre-i arzın bezenmesinde, gönül hoşluğu ile verme esasıyla her günün bir bayram neş'esi içinde geçirilmesinde bir kuruluş ve kurtuluş beratıdır.