OSMANLI NE YAPTI?
MAKALE
Paylaş
15.07.2025 12:49
191 okunma
İsmail Aydın

“Osmanlı ne yaptı” gibisinden soruların cevabı açıktır. Osmanlı hiçbir şey yapmadıysa, “Din ü Devlet-Mülk ü Millet” ideali çerçevesinde gerçekleşen hareketi sonunda geriye birleşik bir vatan bıraktı. Vatanın tapusunu filan andlaşmayla aldık yahut Anadolu’ya falan tarihte geldik gibi yaklaşımların isabetli olmadığını düşünüyoruz. Proto Türkler olarak daimi Anadolu’dayız. Hatta Kalubeladan beri biz bu topraklar üzerindeyiz. Ancak vatan yapılması zaman almıştır. Bu açıdan, Cumhuriyet döneminin yüceltilmesi – Osmanlı’nın basitleştirilmesi gibi çabaları beyhude buluyoruz.

Üzerinde yaşadığımız vatanın kolay kurulmadığı, mesela Anadolu birliğinin sağlanmasının zorlukla başarıldığı ortadadır.

Bırakınız Anadolu Selçuklularından hemen sonraki durumu ve ilk kuruluş yıllarındaki vaziyeti, Fatih Sultan Mehmed döneminde bile Anadolu’da pek çok devlet ve beylik mevcuttur. Bunların hem sayıca çokluğu ve konumları, hem de yerleşmiş devlet otorite ve geleneklerine sahip olmaları, siyasi birliğin sağlanmasının ne kadar zor ve güç şartlarda gerçekleştiğinin açık delilidir. Vatan kurulurken, muhtelif devlet ve beyliklerin nüfuz ve hükümranlığı altında bulunan topraklar birleştirilmiş ve Türk birliği sağlanarak bütün coğrafyalardaki irili ufaklı topluluklar millet halinde kaynaştırılmıştır. Önemle kabulü gereken bir gerçek de budur.

ÇÖKÜŞ SEBEBİ HEP AYNIDIR: TEFRİKA

Anadolu Selçuklu devleti, Sultan I. Aleâddin Keykubad’ın ölümünden (1237) sonra oğulları İzzeddin Kılıçaslan ile Gıyâseddin Keyhüsrev arasında uzun süren amansız bir mücadeleye sahne olmuştur. İşin daha da kötü yanı, bu mücadele sırasında Sâdettin Köpek [1] gibi bir diktatörün birçok değerli ve tecrübeli devlet adamını ortadan kaldırmış olmasıdır. Selçuklu devleti ve nihayet Anadolu için emir ve yöneticilerin katli çok büyük bir kayıp olmuştur. Devletin bu hale düşmüş olması, Moğol istilâsını davet etmiş ve sonuçta Anadolu paramparça olmuştur. Anadolu Birliğine giden zorlu sürecin başında ta’dâdi olarak şu beylik ve devletleri görüyoruz.

Doğu Anadolu’da Akkoyunlu ve Karakoyunlu devletleri. Trabzon ve havalisinde Rum İmparatorluğu; Kastamonu’da Candaroğulları; Balıkesir’de Karesi Beyliği; Batı Anadolu’da Aydınoğulları; Kütahya ve havalisinde Germiyanoğulları; Karaman ve civarında Karamanoğulları; Maraş ve Elbistan yöresinde Dulkadiroğulları, Ramazanoğulları; Isparta ve havalisinde Hamidoğulları; Denizli ve yöresinde Lâdik veya İnançoğulları; Milas ve Muğla çevresinde Menteşeoğulları; Afyonkarahisar ve havalisinde Sahib Ataoğulları; Beyşehir ve Seydişehir havalisinde Eşrefoğulları; Manisa’da Saruhanoğulları; Güney sahillerinde Alâiye Beyliği; Orta Anadolu’da Eratnaoğulları, Taceddinoğulları, Pervaneoğulları; Güney Anadolu’nun büyük bir kısmında Memlûklar devleti; Doğuda İran, Irak, Horasan ve Azerbaycan. Doğu ve Güney-Doğu Avrupa’da hâkimiyeti kırılmış olmakla beraber Altınordu devleti; Kırım Hanlığı ve İstanbul’un fethi sırasında dâhi grandukalık halinde olup henüz bir kırallık bile olamayan Moskova. Osmanlı, işte bu beylik ve devletlerin kesafetine rağmen Anadolu Türk birliğini sağlamayı başarmış ve bugün vatan dediğimiz bu toprakları yeni nesillerin gönlüne ebedî olarak intikal ettirmiştir.

Osmanlı’nın akıllı mücadelesi sonucu Anadolu Birliği sağlanmamış olsaydı, yani isimlerini saydığımız beylik ve devletler yaşamış olsaydı acaba bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üzerinde kurulduğu bir vatan olur muydu? [2] Ve yine acaba, Osmanlı ne yaptı? Gibisinden küçümseyici soru soranların geceleyin yatıp içinde mışıl mışıl uyudukları bir evleri olur muydu?

Zannetme ki ecdadın hep yatar uyurdu

Öyle olsaydı nereden bulacaktın eldeki yurdu

Üç kıt’ada yer yer hâlâ kanayan izleri şahid

Bir gün olsun dinlenmedi o büyük nesl-i mücahid!

Beyim, Osmanlı daha ne yapsın? Ha, başka şeyler istiyorsan, şunları şunları da yapsaydı diyorsan, kusura bakma onları da bir zahmet artık sen yap!



[1] Köpek ismi o tarihlerde isim olarak kullanılır hakaret içermezmiş.

[2] Mustafa Kemal Paşa yönetimindeki İstiklâl Harbimizin gerekçesi “Vatanın düşman işgalinden kurtarılması”dır. Demek ki bir vatanımız varmış.

 

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İsmail Aydın
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

İSMAİL AYDIN KİMDİR?

İsmail Aydın, Hukukçu yazar. Anacığının anlatımına göre koç katımında doğmuş. Koç katımı, Yozgat’ta ekim ayının sonu ile kasım ayının başında olur. Dolayısıyla doğum günü belli değil ama Aydın, doğum günü olarak 29 Ekimi benimsiyor. Koç katımı, döl almak üzere erkek koyunun (Koç) dişi koyunlar arasına bırakılmasına denir.

Peki, hangi yılın koç katımı? O da belli değil. 1950 olabileceği gibi 1949’a da ihtimali var. Her nasılsa nüfusa 08.02.1953 D.lu olarak tescil edilmiş. Yaşı küçük diye ortaokula kabul edilmemiş, bu defa da mahkeme kararıyla, ay ve gün sabit kalmak üzere 1950 olarak tescil edilmiş. İsmail Aydın, doğum gününün bile doğru dürüst kayıt altına alınamayışını, okur-yazar olmayan tolumun  “hal-i pürmelâli” olarak niteliyor.

İsmail Aydın İlkokulu Sorgun’a bağlı Temrezli köyünde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1977 yılında mezun oldu. Yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra Sorgun’da altı yıl avukatlık yaptı. Ekim 1986’da Diyarbakır / Bismil’de Noter oldu. Kastamonu/Tosya, Bolu ve Ankara’da çalıştı, 2015 Şubatında emekliye ayrıldı.

İsmail Aydın çilekeş Anadolu’nun yanık sesi olarak çıkıyor karşımıza. Türkiye’mizin karşı karşıya bulunduğu sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunuyor. Üzerine titrediği kesim Gençlik. Ağırlıklı olarak üzerinde durduğu sorun Eğitim.

İsmail Aydın, fakülte yıllarından itibaren yazı hayatının içinde oldu. İlk gençlik yıllarıyla beraber memleket meseleleriyle ilgilendi. Tartışmalı radyo ve televizyon programlarına katıldı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Şubat 2013’ten beridir, internet ortamında yayın yapan Ana Haber Gazete’de yazmaya devam ediyor.

Meteorolojinin Sesi Radyosu’nda 2013-2016 yılları arasında yayınlanan Kıssadan Hisseler Programı’nın yapım ve sunuculuğunu üstlendi. Türkiye Noterler Birliği’nin Meslekî Forum Sitesi’nde anılarını yazdı.

Ağustos / 2016’da “Batı’nın Gücü Nereden İleri Geliyor?”, Kasım 2016’da “Yeniden Yükselişe Doğru”, Şubat 2017’de “Umut Ülke Türkiye”, Mayıs 2017’de “Bir Noterin Anıları”, Ağustos 2017’de “Kaybettiklerimiz”, Ocak 2018’de “Kıssadan Hisseler”, Mart 2018’de “Niçin Akif? Niçin Safahat?” isimli kitapları yayımlandı.

Yazı hayatını ve kitap çalışmalarını sürdüren İsmail Aydın evli ve dört çocuk babasıdır.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya