Nobel Barış Ödülü, Devlet Bahçeli'nin olmalı!
MAKALE
Paylaş
27.07.2025 16:29
670 okunma
Muhsin Kızılkaya

Ülkesi Güney Afrika’da yıllar yılı, beyaz ırkçı rejime karşı sabotajlar düzenleyerek, bomba dahil olmak üzere her türlü silahı kullanarak başkaldırmış olan Nelson Mandela, günün birinde yakalandı ve müebbet hapis cezasını çekmek üzere demir parmaklıklar arasına kapatıldı. Yattığı yer sadece hapishane değil taş kırılan bir çalışma kampıydı aynı zamanda. Merhametsiz gardiyanların insafına terk edilmişlerdi. Gardiyanlar yaşadıkları her günü korkunç bir eziyete dönüştürmek için ona ve arkadaşlarına olmadık eziyetler çektiriyorlardı. Misal, içlerinden birisi su istese, önce arkadaşlarına bir çukur kazdırıyor, su isteyeni o çukura gömüyor, üzerine işeyerek, “Al sana su, bu su dünyanın en kaliteli viskisidir” deyip kahkahalarla gülüyorlardı.

Mandela, bu feci şartlarda, bu korkunç işkenceler altında tam tamına 28 yılını geçirdi. Ve günün birinde o hapishaneden çıkma günü geldi.

Hapishaneye, halkına ırkçı uygulamalarla hayat hakkı tanımamış bir rejime başkaldırmış bir “terörist” olarak girmiş; 28 yıl sonra oradan, “beyazlarla bir arada yaşayacaksak eğer, birbirimizi affetmekten başka yol yoktur” diyen, kalbi yumuşamış, merhameti öğrenmiş, meseleleri hal etmenin tek yolunun birbirini öldürmek olmadığına kanaat getirmiş bir “barış savaşçısı” olarak çıkmıştı. Ama kafasındaki fikri uzun uzayda hiçbir arkadaşıyla, hatta ailesiyle bile konuşmamıştı. Bir deneme yapacaktı, başarılı olursa eğer, gelecek kuşaklara “huzur içinde müreffeh bir ülke” armağan edecek, başarısız olursa da vicdani vazifesini yerine getirmiş bir fani olarak bu dünyadan göçüp gidecekti. Kendisinin yazdığı hatıratında var, onunla ilgili yapılan filmlerde anlatılır, hakkında yazılan kitaplar söyler. Mandela hapishaneden çıkar çıkmaz; hapishaneye girdiği gün, eşikte kazılmış derin çukura sokup, onu insanlığından çıkarmak, haysiyetini kırmak, varlığından soyutlamak için üzerine işeyen ihtiyar gardiyanı evinde ziyaret eder.

Bu uzun yürüyüşün ilk adımıdır. Ona bu korkunç muameleyi yapan sadisti, af ettiğini ilan etmek için yapar bunu. Bunu yapabilirse eğer gerisi kolaydır. Zira binlerce yıl önce bir Çinli filozof, “En uzun yolculuk küçük bir adımla başlar” demişti. O adımı atar ve yıkılmaz sanılan duvar gümbür gümbür yıkılmaya başlar. Gelin görün ki bu davranışı destekçilerinden hiçbirisinin hoşuna gitmez. Hepsi çok öfkelidir ve Mandela’nın o öfkeye önderlik yapmasını istiyorlar hâlâ. Oysa Mandela’nın korkunç şartlar altında geçirdiği 28 yıl boyunca başardığı en önemli şey, öfkesini yenmiş olmasıydı. Önündeki engeli kendi eliyle kaldırmış, hapishaneye girdiği gün üzerine işeyen canavarı af ederek, onun zihniyetine barış elini uzatmıştı.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya