Çatı kısmındaki borular eşliğinde depoya aktarılan yağmur sularının kullanıldığı seradaki sistemde, yılda 270 ton su ve 1080 kilogram gübre kullanımıyla 70 ton mahsul elde ediliyor.

Darıca Kaymakamı Yüksel Kara, AA muhabirine, özellikle geleneksel yöntemlerle yapılan üretim sürecinde kullanılan su ve gübrenin 3'te 2'sinin toprağa karıştığını, bitkinin geri kalanla beslenmesi dolayısıyla maliyet kaybı yaşandığını anlattı.

Kendilerinin geliştirdiği sistemde su ve özellikle sıvı gübre kaybının neredeyse sıfır olduğunu bildiren Kara, "Bitkinin alt kökünde kurduğumuz drenaj sistemiyle su ve gübre bitki tarafından kullanılmakta, fazla olan kısım drenaj sistemiyle depolara gitmekte, dolayısıyla tekrar dönüşüme katılmakta. Sıfır atık modeliyle üretim maliyetlerini düşüren muhteşem bir sistem." dedi.

Kara, bu sistemle su kaynaklarının sınırlı yerlerde kullanılabileceğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Sistemin bir diğer özelliğiyse susuz topraklarda şebeke ve yer altı sularına çok bağımlı kalmadan, yağmur sularının çatı kısmındaki borularla toplanarak depoya aktarılması ve suyun beslenme sisteminin yağmurdan sağlanması. Dolayısıyla su kaynaklarının sınırlı olduğu kurak topraklarda bu sistem çok rahatlıkla uygulanabilir. Özellikle gelecekte beklenen gıda krizine de bu anlamda çare olabileceğini düşünüyoruz."

Akademik çalışmalardan elde edilen verilerin kendilerini memnun ettiğini ve umut verici olduğunu dile getiren Kara, sistemlerinin Türkiye'dekilerden her yönüyle daha başarılı olduğunu ifade etti.

Kara, kokopit ve perlitli tarıma kıyasla volkanik cürufun yüzde 10 daha verimli olduğuna değinerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bizim sistemde ise kendi ülkemizin taşını kullanarak bu üretimi gerçekleştiriyoruz. Maliyetler karşılaştırıldığı zaman açık ara fark var. Biz 1 liraya elde ederken kokopit ithal edilmesi vesilesiyle 20 liraya elde ediliyor. Maliyetlerde de farklar var. Her yönüyle bizimkisi dikkat çeken AR-GE serası."