Lübnan Dün Neydi Bugün Ne Halde?
MAKALE
Paylaş
05.11.2024 14:39
1 yorum
608 okunma
İsmail Aydın

Bu sorularla dünkü Lübnan’ı tanımaya ve günümüzde Lübnan’ın niçin bu hallere düştüğünü anlamaya çalışacağız. “Bu haller” derken İsrail saldırılarını, buna mukabil Lübnan devletinden, Lübnan ordusundan yahut Lübnan Cumhurbaşkanı veya başbakanından niçin ses çıkmadığını kastediyoruz. Önce kısa bir tarihçe, Lübnan’dan kimler geldi, kimler geçti?

Kronolojik saraya göre bir geçit yaptıralım: Fenikeliler, Asurlular, Babilliler, Persler, Makedonya Krallığı, Roma, Bizans; Yermük savaşından sonra  (636) İslâm orduları, Emevîler, Abbasîler, Tolunoğulları, Fatimîler, Selçukîler. 1124’te Haçlılar, Trablus Kontluğu, Kudüs Krallığı. Sonra Eyyubîler, Mumluklular. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden sonra Osmanlılar. (1516) Sen Remo Konferansından sonra İngilizler, Fransızlar.

İnanç  yapısı:  Müslüman Dürziler, Katolik Maruniler, Ortodokslar. 1842’lerden sonra Fransız hâkimiyetini önlemek gayesiyle İngilizlerin, Dürziler arasından Alman ve Amerikan misyonerleri aracılığı ile devşirdiği Protestanlar.  Şiilik, Nusayrilik, İsmaililik. Ve Hizbullah.

Nüfus yapısı: Hâlâ kabilecilik anlayışından kurtulamamış Araplar, Rumlar, Yahudiler, Türkmenler, Ermeniler.

Önemli şehirleri: Beyrut, Sayda, Sur, Trablus, Dımaşk. Toplam nüfus 6-6,5 milyon arasındadır. Kuzeyden ve Doğudan Suriye, Güneyde İsrail ve Batıda Akdeniz ile çevrili, 10.500 KM2 bir ülke. Bizim için acı hatıraları olan Bekaa vadisi de  bu ülkededir.

Osmanlı döneminden bir kesit. 1840’lı yıllar. Lübnan Dağı etekleri Dürzîlerin ve Marunîlerin oturağı. Lübnan’ı yerli Şahap ailesi yönetiyor. Emir Beşîr kuvvetli ve otoriter bir zat, günün birinde Mehmet Ali Paşa olma ihtimali var. Osmanlı hükümeti görevden alır. Macar Ömer Paşa’yı daha bazı gelişmelerin ardından Lübnan’a Emir tayin eder.

Fena idare, Tanzimat’a tepki ve yabancı tahrikleri isyana sebep olur. Fransa, haçlı seferleri zamanından beri Suriye ve Lübnan meselesiyle ilgili, güya Katoliklerin hâmisi, o sebeple isyana müdahil ve Akdeniz hâkimiyeti ideali var.

Fransız politikasının, İngiltere’nin Hindistan sömürgesine ve menfaatlerine zarar verme ihtimali yüksek. O sebeple o da isyana müdahil. 1842’de Kudüs’te bir Protestan kilisesi kurar. İngiliz, Alman ve Amerikan misyonerleri Suriye ve Lübnan’ın her tarafına yayılırlar. Dürzîler Protestanlığı kabul etmeye başlayarak İngiltere’nin himayesine girerler. İsyan büyür. Emir Beşîr İngilizlere sığınır. Onlar da kendisini Malta’da oturmaya mecbur ederler.

Fransızlar güya Şahap ailesinin haklarını müdafaaya koyulur. Osmanlı hükümeti, Lübnan Emirliğine getirdiği Macar Ömer Paşa’yı azleder. İki kaymakamlı, iki meclisli bir yönetim kurulur. Fakat farklı bölgelerde iç içe bulunan Dürzî-Maruni kavgaları bitmez. 1860’lara kadar böyle bir idare devam eder. 1852’de Rusya, Ortodokslar lehine imtiyazlar elde etmek için bu Fransız-İngiliz müdahalesini kendi lehine kullanacaktır. Hülasa Lübnan böyle bir memleket.

Çok detaylandırmadan temas etmeye çalıştığımız ana başlıklar gösteriyor ki, Lübnan’da gerçek anlamda bir millet yoktur. O sebeple gerçek anlamda bir Lübnan devleti de yoktur. Cumhurbaşkanı başka milletten, başbakan ayrı bir milletten, meclis karman çorman. Her kafadan bir ses çıkıyor.  İşte bu yüzden İsrail bombardımanlarına karşı Lübnan’ın sesi soluğu çıkmıyor.

Demek ki millet bir nimetmiş, devlet bir nimetmiş. Devleti millet kurar yaşatır, devlet de milletin can ve mal emniyetini sağlar. Millet kalabalıklardan oluşan bir sürü değildir. Millet şuurlu bir birliktir. Onun için millet düşmanları “böl, parçala yönet”  (Divide et impera) uğruna bu birliği parçalamaya uğraşır.05.11.2024

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 1 yorum yapıldı
Ordu
Devlet olmayınca Millette vatan kavramı oluşmuyor.Bir de ordunuz göstermelik olursa..
Yorum Ekleyen: Ahmet Günal     5.11.2024 17:29:23
İsmail Aydın
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

İSMAİL AYDIN KİMDİR?

İsmail Aydın, Hukukçu yazar. Anacığının anlatımına göre koç katımında doğmuş. Koç katımı, Yozgat’ta ekim ayının sonu ile kasım ayının başında olur. Dolayısıyla doğum günü belli değil ama Aydın, doğum günü olarak 29 Ekimi benimsiyor. Koç katımı, döl almak üzere erkek koyunun (Koç) dişi koyunlar arasına bırakılmasına denir.

Peki, hangi yılın koç katımı? O da belli değil. 1950 olabileceği gibi 1949’a da ihtimali var. Her nasılsa nüfusa 08.02.1953 D.lu olarak tescil edilmiş. Yaşı küçük diye ortaokula kabul edilmemiş, bu defa da mahkeme kararıyla, ay ve gün sabit kalmak üzere 1950 olarak tescil edilmiş. İsmail Aydın, doğum gününün bile doğru dürüst kayıt altına alınamayışını, okur-yazar olmayan tolumun  “hal-i pürmelâli” olarak niteliyor.

İsmail Aydın İlkokulu Sorgun’a bağlı Temrezli köyünde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1977 yılında mezun oldu. Yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra Sorgun’da altı yıl avukatlık yaptı. Ekim 1986’da Diyarbakır / Bismil’de Noter oldu. Kastamonu/Tosya, Bolu ve Ankara’da çalıştı, 2015 Şubatında emekliye ayrıldı.

İsmail Aydın çilekeş Anadolu’nun yanık sesi olarak çıkıyor karşımıza. Türkiye’mizin karşı karşıya bulunduğu sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunuyor. Üzerine titrediği kesim Gençlik. Ağırlıklı olarak üzerinde durduğu sorun Eğitim.

İsmail Aydın, fakülte yıllarından itibaren yazı hayatının içinde oldu. İlk gençlik yıllarıyla beraber memleket meseleleriyle ilgilendi. Tartışmalı radyo ve televizyon programlarına katıldı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Şubat 2013’ten beridir, internet ortamında yayın yapan Ana Haber Gazete’de yazmaya devam ediyor.

Meteorolojinin Sesi Radyosu’nda 2013-2016 yılları arasında yayınlanan Kıssadan Hisseler Programı’nın yapım ve sunuculuğunu üstlendi. Türkiye Noterler Birliği’nin Meslekî Forum Sitesi’nde anılarını yazdı.

Ağustos / 2016’da “Batı’nın Gücü Nereden İleri Geliyor?”, Kasım 2016’da “Yeniden Yükselişe Doğru”, Şubat 2017’de “Umut Ülke Türkiye”, Mayıs 2017’de “Bir Noterin Anıları”, Ağustos 2017’de “Kaybettiklerimiz”, Ocak 2018’de “Kıssadan Hisseler”, Mart 2018’de “Niçin Akif? Niçin Safahat?” isimli kitapları yayımlandı.

Yazı hayatını ve kitap çalışmalarını sürdüren İsmail Aydın evli ve dört çocuk babasıdır.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya