Fulbright Katilini Kovun Gitsin
MAKALE
Paylaş
01.02.2025 12:08
426 okunma
İsmail Aydın

Seçimler öncesiydi. Beynelmilel Yahudiliğin, Papalığın, Avrupa’nın ve Amerika’nın tarafsızlık ilkesini ve müttefiklik ilişkilerini bir yana bırakarak doğrudan Türkiye seçimlerini hedef alan ittifaklarını, 1571’de, Papalığın teşvik ve tahrikleriyle oluşturulan “Mukeddes  İttifak”a benzetmiştim. O ittifaka dâhil devletler, İnebahtı’da Osmanlı donanmasını yakıp yok etmişlerdi. Durum’da yayınlanan bu küçük yazı üzerine aldığım tepkiler ve etrafımdaki üniversite mezunu gençlere yönelttiğim sorular, eğitim seviye ve kalitemizin tahmin ettiğimizden de çok düşük seviyede olduğunu gösteriyordu. Gençler, “Mukaddes  İttifak” şöyle dursun, İnebahtı faciasını bile bilmiyorlardı.

Akdeniz bir Türk gölü haline gelmiş ancak Kıbrıs Osmanlı Devleti hudutları dışında kalmıştı. Venediklilerin elindeki Kıbrıs adeta bir korsan yuvasıydı. Korsanlar, zaman zaman yaptıkları baskınlarla, Türk ticaret gemileri ile Kuzey Afrika, Suriye ve Anadolu’nun Akdeniz’e bakan kasaba ve şehirlerini yağmalıyor, taciz ediyorlardı. Artık Avrupalıların Muhteşem Süleyman dedikleri Kanuni yoktu, Osmanlı tahtında II. Selim oturuyordu. Devlet, neredeyse gerileme dönemini girmişti. Buna rağmen Kıbrıs’ın elde edilmesi zaruret halini almıştı. Çünkü can ve mal güvenliği büyük tehdit altında idi. Devletin mali durumu ile kadroları çok iyi bilen Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa, bir Haçlı ittifakından çekiniyor aksi mütalaada bulunuyordu. Sokullu’ya muhalif olan Lala Mustafa Paşa, Kıbrıs’a Kral olmayı uman Yahudi Yasef Nasi’nin teşvikleri ve Müftü Ebussuûd Efendi’nin fetvası üzerine Kıbrıs’ın alınmasına karar verildi. Ve nihayet 1570-1571 yılları arasında Kıbrıs alındı.

MUKADDES İTTİFAK

Kıbrıs alındı ancak Papa Beşinci Pi başta olmak üzere İspanya, Venedik ve Malta “Mukaddes İttifak” dedikleri bir anlaşmayla birleşti. Bu anlaşmaya sonradan Toskana, Ceneviz, Savua, Ferrara, Parma gibi beylikler de dâhil oldu. Bununla Avrupa’da, Osmanlılar aleyhine on ikinci defa ittifak yapılmış oluyordu.

Osmanlı donanma mevcudu 250-300 arasında idi, ancak cenkçi ve kürekçi noksandı. Kıbrıs’tan ayrılan ve Adriyatik denizinde gösteri yapan gemiler İnebahtı körfezinde birleşti. Düşmandan bir haber alınamadığından askerin çoğu sahile çıktı. Tam geri dönmek üzere iken, üç yüzden fazla müttefik Haçlı gemisinin Kefalonya sahillerine geldiği haberi alındı. Derhal bir harp meclisi toplandı.  Pertev Paşa ve Uluc Ali Paşa askerin acemi ve noksan olduğunu ileri sürerek müdafaa harbi yapılmasını istedi ancak kati savaş emri alan Kaptan-ı derya Müezzinzâde Ali Paşa taarruz edilmesini istedi.

Deniz savaşı İnebahtı körfezinde oldu. Haçlı donanması amiralı İspanya kıralı II. Filip’in kardeşi ve Şarlken’in tabiî oğlu 23 yaşındaki Don Juan idi. Don Juan, kendi gemisine hücum eden geminin bizzat kaptan paşa gemisi olduğunu anladı ve bütün kuvvetini buraya yöneltti. Şiddetli muharebeden sonra Kaptan-ı derya Ali Paşa ile birçok bey şehid oldu. Ali Paşa’nın iki oğlu esir düştü. Pertev Paşanın gemisi batırıldı. Sabahtan akşama kadar devam eden muharebe sonunda yüz doksan Türk gemisi ya battı veya düşmanın eline geçti. Sağ cenah kumandanı Uluc Ali Paşa, kendi cephesindeki düşmanın sol kanadını perişan edip Malta şövalyeleri kaptan gemisini zapt ve kumandanını etkisiz hale getirdi. Geri dönerken, Osmanlı merkez donanmasının mağlubiyetini görünce müteessir bir halde harp sahasından çekildi. Müttefikler kendisini takip ederek Navarin’de kuşattılarsa da elde edemediler. Bu arada İspanyollar ile Venedikliler arasında anlaşmazlık çıktı, Korfo adasına çekildiler. Uluc Ali Paşa seksen yedi parça donanma ile İstanbul’a geldi, Uluc olan lâkabı Kılıç olarak değiştirildi.

Gençlerimizi tarihimizden haberdar etmeyen eğitime ben eğitim demem. Onun için Fulbright katilini kovun gitsin dedim.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İsmail Aydın
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

İSMAİL AYDIN KİMDİR?

İsmail Aydın, Hukukçu yazar. Anacığının anlatımına göre koç katımında doğmuş. Koç katımı, Yozgat’ta ekim ayının sonu ile kasım ayının başında olur. Dolayısıyla doğum günü belli değil ama Aydın, doğum günü olarak 29 Ekimi benimsiyor. Koç katımı, döl almak üzere erkek koyunun (Koç) dişi koyunlar arasına bırakılmasına denir.

Peki, hangi yılın koç katımı? O da belli değil. 1950 olabileceği gibi 1949’a da ihtimali var. Her nasılsa nüfusa 08.02.1953 D.lu olarak tescil edilmiş. Yaşı küçük diye ortaokula kabul edilmemiş, bu defa da mahkeme kararıyla, ay ve gün sabit kalmak üzere 1950 olarak tescil edilmiş. İsmail Aydın, doğum gününün bile doğru dürüst kayıt altına alınamayışını, okur-yazar olmayan tolumun  “hal-i pürmelâli” olarak niteliyor.

İsmail Aydın İlkokulu Sorgun’a bağlı Temrezli köyünde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1977 yılında mezun oldu. Yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra Sorgun’da altı yıl avukatlık yaptı. Ekim 1986’da Diyarbakır / Bismil’de Noter oldu. Kastamonu/Tosya, Bolu ve Ankara’da çalıştı, 2015 Şubatında emekliye ayrıldı.

İsmail Aydın çilekeş Anadolu’nun yanık sesi olarak çıkıyor karşımıza. Türkiye’mizin karşı karşıya bulunduğu sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunuyor. Üzerine titrediği kesim Gençlik. Ağırlıklı olarak üzerinde durduğu sorun Eğitim.

İsmail Aydın, fakülte yıllarından itibaren yazı hayatının içinde oldu. İlk gençlik yıllarıyla beraber memleket meseleleriyle ilgilendi. Tartışmalı radyo ve televizyon programlarına katıldı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Şubat 2013’ten beridir, internet ortamında yayın yapan Ana Haber Gazete’de yazmaya devam ediyor.

Meteorolojinin Sesi Radyosu’nda 2013-2016 yılları arasında yayınlanan Kıssadan Hisseler Programı’nın yapım ve sunuculuğunu üstlendi. Türkiye Noterler Birliği’nin Meslekî Forum Sitesi’nde anılarını yazdı.

Ağustos / 2016’da “Batı’nın Gücü Nereden İleri Geliyor?”, Kasım 2016’da “Yeniden Yükselişe Doğru”, Şubat 2017’de “Umut Ülke Türkiye”, Mayıs 2017’de “Bir Noterin Anıları”, Ağustos 2017’de “Kaybettiklerimiz”, Ocak 2018’de “Kıssadan Hisseler”, Mart 2018’de “Niçin Akif? Niçin Safahat?” isimli kitapları yayımlandı.

Yazı hayatını ve kitap çalışmalarını sürdüren İsmail Aydın evli ve dört çocuk babasıdır.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya