--Uzun yıllardır tek tip insan yetiştirmeye çalışan ve kendisi gibi düşünmeyen, yaşamayanlarla adeta çatışmayı kendisine görev edinmiş sistem, çatışmacı zihniyetten bir türlü kendisini kurtaramamıştır.
--Kendi doğruları istikametinde, toplumla, aile ile çatışmayı adeta ilke edinircesine toplum mühendisliğine soyunmuş, onlarla mücadele etmiş, insanı ve toplumu kendi anlayışına göre dizayn etmeye çabalamıştır.
--Ancak şu unutulmamalıdır ki bu dizayn etme çabaları, sistemin çatışmacı ve inkar edici tavrından dolayı toplumun büyük bir kesiminde tutunamamıştır.
--Toplum yerli, milli ve dini anlayıştan yana tavrını hep muhafaza etmiştir.
-Çocuklarına ve gençlerine daima ilgi göstermiş, kendi ilkelerini, değer ölçülerini bilebildiği oranda çocuğuna vermiştir.
--Özellikle çocukların okul döneminde sistemden yeterli dini bilgiyi almadıklarını düşündüğünden, ilk dini bilgiyi aile içinde vermiştir. Dini bilgi konusunda okula güvenmemiştir.
--Bu sebeple okul öncesi yaşlarda dini bilgi aktarımına aile içerisinde oldukça fazla yer vermiştir.
--İnsanlar, çoğunlukla aile bireylerini kendisi korumaya almıştır.
--Geleneksel yaşam biçimi aileyi koruma refleksinin ana unsuru olmuştur.
-- Aile büyükleri çocuklarının ev eğitiminde ihmaller gösterip, onları başkalarının eğitmesine rıza göstermemekte, çocuğuna dini ve geleneksel bilgiyi verme konusunda gayretini esirgememektedir. Bilmektedir ki ev eğitimi ihmal edilemeyecek kadar önemli bir gayrettir.
-- Gayretin eksik bırakıldığı durumlarda çocuk sizin çocuğunuz olmaktan çıkar, eğitenlerin çocuğu olur. Çocuğu kim biçimlendiriyorsa, çocuk onundur gerçekliğini bilir.
-- Bir arkadaşımın okula yeni başlayan çocuğuna öğretmeninin bizim rehberimiz liderimiz kim sorusuna çocuk “ Hz. Muhammed Mustafa Kemal paşa hazretleri” diye cevap vermiştir.
Çocuk evde rehberimizin peygamber Hz. Muhammed olduğu bilgisini almış. Okulda ise liderimiz Mustafa Kemal paşa diye öğrenmiş. İki isim arasında sıkışan çocuk öğretmenin sorusuna iki ismi birleştirerek cevap vermiştir. Bu durum göstermektedir ki; sistem ve aile kültürel ve düşünsel anlamda çatışmaktadır.
--Ailede önemli olanın, aile bireylerine yetecek ve bilinç uyandıracak dini bilginin ve hayat tarzının verilmesinin gerekliliğini ve bunun temel ve asli görev olduğunun unutulmamasıdır.
-- Evde yemek beraberliği, sohbet beraberliğinin kaybolması, sevinç ve üzüntü paylaşımının azalması gençlerin zihni dünyalarını başka duyarlılıklara yöneltmektedir.
-- Evde biçimlendirilmeyen, ilgilenilmeyen çocuk her türlü olumsuzluklara açıktır.
-- Toplumun her kesimi kendisinin dini bilgiye ilgisine göre dini eğitimden vaz geçmemektedir. Dini eğitimin yasaklandığı yıllarda bile gizli, saklı da olsa çocuklarına dini eğitim vermiştir. Bugün laik anlayışa sahip olanlar bile çocuklarının dini bilgiyi edinmelerini istemektedirler. Dikkatlerinizden kaçmıyordur. Din ile dini düşünce ile sağlığında çatışan, seküler hatta inançsız olduğunu söyleyenlerin bile öldüklerinde üzerinde “Her nefis ölecektir.” Ayetinin yazılı olduğu bezle örtülü bir tabuta konup cenaze namazı için camiye getirilmektedir.
--Bizler toplum mühendislerinin dizayn çalışmalarına karşı bilinç ve direnç özelliklerimizi harekete geçirmede geç kalmayalım.
-- Özellikle gücü temsil eden ve otoriteyi elinde bulunduran sistemin, eğitim konusunda da aile ve toplumla çatışmaması gerekmektedir. Sistem, kendisine kayıtsız şartsız itaat eden insan yetiştirmeyi hedeflememeli, farklılıkları düşmanlığa dönüştürecek tarzları asla benimsememelidir.
--Aile ile aile fertleri ile ilgilenmez isek, başkaları onları kendine benzetmek için kapımızda beklediğini unutmayalım. Unutursak o zaman da yandım anam deriz. Ama iş işten geçmiş olur.
-- Dini bilgiyi çocuğun yaşına uygun bir tarzda vermek ailenin temel sorumluluğudur. Ne çocuğum dini bilgiyi hemen öğrensin diye bütün dini bilgiyi çocuğa boca edip onu din yorgunu yapılmamalıdır. Ne de daha zamanı var diye dini bilgiyi vermekte geç kalarak çocuğun din yoksunu olmasına sebep olmamalıdır.
--Aile ve toplum için sevinç kaynağı olan çocuklar büyüdükçe sorunları da büyür.
Çocukluk dönemi olumsuzlukları gençlik döneminde ağır bunalımlara dönüşebilir.
Gencin sorunları, kendisini uğraştırdığı gibi ailesini de, toplumu da uğraştırır.
Çocuğa yolu iyi tarif etmek gerekir.
Yolu düzgün tarif edilen çocuk yoldan kolay kolay çıkmaz.
Tarifi düzgün yapanlara sor.
Vahap Yaman
vahap3442@gmail.com