Tarihî bir ana tanıklık ettik cuma günü: Terör örgütü PKK silah yaktı. Yakarak bıraktı silahı. Türkiye yaklaşık yarım asırdır kangrene dönüşen yüzyılın en büyük sorununu halletme yolunda tarihî bir mesafe katetmiş oldu.
Türkiye, prangalarla boğuşuyor iki asırdır. Tek bir prangası yok Türkiye’nin: Hem kanlı hem de kansız prangaları var. Aynı anda ikisiyle de boğuşuyoruz.
Yarım asır önce bir hortlak gibi icat edilen terör, kanlı bir prangaydı boynumuza geçirilen.
Terörsüz Türkiye, gerçek oldu. Hamdolsun. Ancak fiîlî terörü bitirdik ama zihnî terör bizi bitirmek üzere, bizi esir almış durumda. Ayrılıkçı terörün iki tarafta da yol açtığı büyük travmalar var. Bu travmaları ve bunlarla nasıl başa çıkabileceğimizi konuşmak için henüz vakit çok erken, elbette ki.
Ama korkarım ki, terörün yol açtığı travmaları hiçbir zaman konuşmayacağız sanki. Zihnimiz işgal altında çünkü. Fiîlî terörü yendik ama bize hükmeden, bizi esiri hâline getiren zihnî terörü henüz farkedemedik bile!
Fiîlî terör tam yarım asır bizi perişan etti, kardeş kavgası aldı başını gitti. Oysa fiîlî terörü doğuran zihnî terörü göremez ve üzerine gidemezsek, bu ülkede kardeşlik iklimini aslâ inşa edemeyiz yeniden. PKK en az, iki kuşak Kürt gençlerinin İslâm’la ilişkilerini bitirdi, İslâmsız bir Türk kimliği icat etti.
İşte bu ürpertici!
Sözün özü: İki asırdır zihnimiz işgal altında. Prangalarla yaşıyoruz ama farkında değiliz bunun. Asıl tedirgin edici olan da bu aslında: Başımıza ne geldiğini bilememek! Sürüklenmek ama sürüklendiğini bile görememek!
TARİH YAPMA İRADESİ VE KAYNAĞI RUHUDUR BİR TOPLUMUN
Zihnî prangalarımızdan ötürü iki asırdır oraya buraya doğru sürüklendiğimizi de, başımıza ne geldiğini de bilmiyoruz.