Bu süreci ‘’ Terörsüz Türkiye’’ başlığı ile ifade etmek, itirazsız, ‘’zekice’’ bir buluş.
Bulunduğumuz coğrafyada meydana gelen beşeri olayların sonucunu, sebebe dönüştürerek açıklamak ahmaklıktır, öngörüsüzlüktür, olayların kurgulacılarının üzerini örtmektir.
Ülkemdeki meselelerin birçoğu böyle değerlendiriliyor ve hedef şaşırttırılıyor.
‘’Terörsüz Türkiye’’ nin terör sebeplerinin yaşı, belki yüz, belki beş yüz yıldır. Özeti ise ŞARK MESELESİDİR.
Bugünü bugünle değerlendirmek, dünü yok saymaktır. Dünü yok sayarsanız gerçeğin bilgisine ulaşamazsınız.
Bu doğrultuda Anadolu Aşiretleri’ nin beşeri ve coğrafi hareketliliği ‘’ Terörsüz Türkiye’’ ‘nin izahının can damarıdır.
Sözgelimi Anadoludaki Aşiret hareketliliğinin sebebi Yavuz- Şah İsmail Savaşı, Osmanlı’nın aşiretleri birarada tutmama politikası olabilir.
Yavuz, İç ve Batı Anadolu’dan Şah İsmail’e set olsun diye birçok Türk Aşireti’ni Doğu’ya yerleştirmiştir. İdris-i Bitlisi’nin etkisi ile Kürt Aşiretlere gösterilen ayrıcalık Batı’dan gelen Türk Aşiretlerinin Kürtleşmesine neden olmuştur. Dolayısıyla bugün Doğudaki birçok aşiret Doğuda Kürt, Batı’da Türk’tür. Bu açıdan, Türkistan’dan gelen Kürt ve Türk Boyları’ nın Göç Haritasının çıkarılması bugün bu ülkenin kırmızı çizgisidir. Anadolu’daki kardeşliğin yolu buradan geçer.
‘’Terörsüz Türkiye’’ bana öncelikle bu tarihi gerçekleri düşündürtmeli.
OLAYLARA BÜTÜNCÜ YAKLAŞIM
Konuyu elli yıllık zaman dilimine neden sıkıştırıyoruz? Bu, Batı’nın, Siyonizm’in, ABD’nin kurgusudur.
İki trilyon dolar harcadığımızı söyleyen siyasi yönetim, iki milyar dolarla terör ve bölücülük konusunda yapılacak hayati tarih ve kültür araştırmalarına neden kaynak ayırmaz veya konuyu kurumsallaştırmaz?
Türkoloji ve Kürdoloji Enstitüleri neden beraber çalışmaz?
Üniversitelerimiz bu konuları neden gündeme almaz? Bu konularda doktora çalışmaları neden yapılmaz?( Zannederim doktora çalışmaları için bu alan yasak bölge.)
Tarih ve bilim konuşsa; Türkoloji, Kürdoloji Enstitüleri beraber çalışsa birçok aşiretin Doğu’da Kürt, Batı’da Türk olduğu ortaya çıkacak ve terörün, Kürtçülüğün büyüsü bozulacaktır.
Ama tarlamı yabancı Oryantalistler, Tarihçiler, Misyonerler sürdüğü için gerçeğin bilgisine ulaşamıyoruz. Bu durum, bağımsız bir devlet olamadığımın veya devlet aklının bağımsız olmadığının bir göstergesi.
Tarlamı İngiliz Lawrence, Binbaşı Noel; Alman Moltke, Rus Minorsky , Macar Vambery sürecek; o bilgiye de doğru bilgi diyeceğim öyle mi?
‘’KENDİSİ OLMAYAN MİLLETLER BAŞKASI OLUR.’’
Acilen tarlamı sürecek çiftçiler yetiştirmeliyim. Bu konuya münhasır akademiler açmalıyım. Eğer akademisyenlerim bu konuları araştırıp siyasilere gündem etseydi bugün ‘’Terörsüz Türkiye’’ konuşulmazdı.
Anadolu, birbiri ile akraba aşiretlerden, boylardan oluşan homojen bir coğrafyadır. Ama tarihi ve kültürel araştırmalara önem vermezsen emperyal güçler seni dilim dilim diler ve böler.
Ülkemdeki terör, tamamen kurgudur. Bir zamanların sağ- sol kavgaları, alevi- sünni çatışmaları ve Kürt- Türk meselesi hep kurgudur. ‘’Mesele’’yi siyasilerimize söyleten Batı Emperyalizmidir.
Ülkem, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren enerjisini hep bu kurgu çatışmalara ayırmıştır. Bunu görmemek basiretsizliktir, ahmaklıktır.
‘’Terörsüz Türkiye’’ söylemi ve eylemi de yabancı aklın bir kurgusu olmasın? Tarihim beni böyle düşünmeye zorluyor.
Osmanlı’nın son yüzyılının da hep Batı kaynaklı ‘’Barış, hürriyet, eşitlik…’’ hareketleri ile dolu olması beni kuşkulandırıyor.
Bugün ‘’Yeni Osmanlıcılığın, Halifeliğin, Ümmetçiliğin…’’ hatırlatılmasının ABD Büyükelçisi tarafından yapılmasını da kınıyorum.
Doğu-Batı kavgasının merkezi Anadolu’ dur. Batı için Anadolu ve hasseten Türk milleti, çok önemlidir. Bin yıl geçse de Anadolu onların hedeflerinden çıkmayacaktır.
KARDEŞLİĞİMİ BİLGE KAĞAN’A, ORHUN’A, YUSUF HAS HACİP’E SOR.
Bugün meselelerimin çözümü için, ülkemde gözü olanın gözünün içine bakıyoruz. Bu ne talihsizlik?
Bu millet ‘’ Gök çadırım, güneş tuğum…’’ deyip coğrafyalara sığmamış ve bu göçü Kürt Oymakları ile beraber yapmıştır.
Dünyada benim kadar kıtalara yayılmış, tarihi ve coğrafi müktesebatı, geçmişi olan ikinci bir millet yoktur.
Hâl böyle iken Anadolu’daki Kürt- Türk kardeşler nasıl birbirine mesele oluyor?
Kardeşliğimi Bilge Kağan’a, Orhun’ a, Yusuf Has Hâcib’ e sor. Veya Türkoloji, Kürdoloji Enstitüleri kur, Anadolu Aşiretlerinin Göç Yolu’nu çıkar, araştır ve gerçeği gör. Konuyu kandan beslenen Siyonistlere, Emperyalistlere bırakma.
Unutma, tarihin bekleneni Türk milletidir ve hasseten Anadolu’dur. Anadolu’daki Kürt- Türk kardeşlerdir. Bu hamasi bir söz değildir. Çünkü Batı Medeniyeti insanlığa umut olamamıştır. İnsanlığın ümidi sensin. Onun içindir ki bir ve beraber olmamız için, yeni bir medeniyet hamlesine kalkışmamamız için Anadolu’da, Ortadoğu’da bölücülük, terör, ABD ve Batı tarafından sürekli desteklenmiştir ve halâ destekleniyor. Ama Batı’nın, ABD’nin, Küresel Çete’nin, Siyonizm’in kontrolündeki bölücülük faaliyetleri sonuç vermeyecektir. Benim Kürt kardeşim de bunun farkındadır.
Iraklı, İranlı, Suriyeli, Pakistanlı, Afganistanlı kardeşlerim Batı’nın ve ABD’nin müdahalesini görüyor; ama bu ülkelerin yöneticileri Batı’nın, ABD’nin, Siyonizm’in esareti altında olduğu için halkıyla beraber olamıyor.
Ortadoğu’daki çatışmaların çözümü bizdedir. Biz birbirimize sahip çıkarsak; Batı, ABD, İsrail kanlı ellerini bu coğrafyadan çekecektir.
Biliyoruz ki Kürtçülük Kürt’ün, Türkçülük Türk’ün, Arapçılık Arap’ın, hatta Ermeni meselesi Ermeni’ nin meselesi değildir. Ayrılıkçılık, Irkçılık bu coğrafyada hep ABD’nin, Batı’nın, İsrail’in meselesi olmuştur.