Bu ülke, emperyalistler tarafından işgal edil-e-medi. Çanakkale, dârü'l-islâm'ın son kalesi Anadolu kıtası'nı emperyalistlere dar edeceğimizi gösterdiğimiz son büyük ölüm-kalım savaşıydı.
İslâm dünyası, Osmanlı'dan sonra paramparça edildi.
Bu toprakları emperyalistlere çiğnetmedik.
Tablonun görünen yüzü böyle.
Bir de tablonun görünmeyen yüzü var: İşte orası karanlık biraz, hem de çok karanlık!
Yakın tarihini bilmeyen, yakın tarihine dünya kadar uzak olan tek toplum biziz o yüzden.
Yakın tarihini “yalanlar” üzerine kurgulayarak genç kuşaklarına ve kitlelere dayatan tek ülke biziz.
Yakın tarihin “karartılması” bir kaç işlemle gerçekleştirildi.
Öncelikle bu toplumun tarih bilinci linç edildi. Bu toplumun tarihi Cumhuriyet'e hapsedildi, Cumhuriyet'in öncesi, hatta Cumhuriyet'i hazırlayan Tanzimat ve Meşrûtiyet süreçleri de -büyük ölçüde- hasıraltı edildi. Özellikle meşrûtiyetlerde ortaya konan entelektüel birikim inkâr edildi; eğer o birikim bıçak gibi kesilmemiş olsaydı, daha da derinleştirilerek geliştirilebilseydi, bugün bambaşka bir yerde olabilirdik.