Pazar günleri, muhterem okuyucuların eleştiri ve görüşleri etrafında yaptığımız bir Hasbihal'e daha hayırlı çalışmalar dileği ve selâmlarımızla başlıyoruz...
*Almanya'dan Rahmi Esnemezoğlu diyor ki: 'Ekranlarda yapılan yorumlarda sık sık, 'İran niye bu kadar boşta bulundu da, o kadar seçkin komutanlarının ve nükleer uzmanlarının bir saldırıda öldürülmeleri ve Siyonist ajanların da bu kadar dakik hareket etmeleri' üzerinde duruluyor. Doğrusu, ben de hayret ettim ve o yorumlara katılmıyor değilim. İran böyle daha bir teyakkuz halinde bulunmalıydı.
Evet, bunları söylüyorum da bizde durum farklı mı sanki?
Yahu anlamıyorlar ki, Siyonist Yahudiler, -sizin de yazılarınızda belirttiğiniz üzere-, dünyanın her yanındaki Yahudileri, kendi ideolojilerinin fiilî bir askeri kabul ederler.
Yarın, Türkiye ile İsrail karşı karşıya gelsinler, o zaman, kimlerin nasıl bir istihbarat elemanı çalışacaklarını görürsünüz. Üstelik de sadece Yahudi olanlar değil, Siyonist Yahudilerin ideallerine uşaklık etmeyi kabullenen yerli kuklaları da unutmamak gerek. Çünkü Yahudiler, genel olarak gayrimenkule para yatırmazlar, ellerindeki parayı da asırlardır, değer kaybetmemesi için altın olarak muhafaza ederler ve altınla satın alınmayacak kimse de yoktur derler. Bu yanlış mı? Elbette ülkemizde yaşayan bütün Yahudilerin öyle olduğunu söylemiyorum, ama her toplumda 'azlık/azınlık' durumunda olan unsurlar daha hassas ve duyarlı olurlar, tamamen erimemek, kaybolmamak için... Büyük kitleler ise, genelde rehavete kapılırlar.
Bundan ayrı olarak, hele de materyalist-laik kesimler kendilerini Siyonistlerin müttefiki bilmiyorlar mı? Kaldı ki, 100 yıl öncelerde, Müslüman halkımız, dini, imanı, şerefi ve haysiyeti için çetin bir mücadele verirken, mücadele saflarının içinde, hem de, evet, kimlerin Müslüman ismi taşıdığı halde hangi etkili yerlerde bulunduğunu Amerikan, İngiliz ve Fransız gazeteleri açıkça yazmıyorlar mıydı?