Ciğerleri beş para etmez, ama derileri!
MAKALE
Paylaş
26.11.2023 09:13
1 yorum
353 okunma
Ersoy Baba

 

Temel Almanya’da bir fabrikada aşçı olarak çalışıyordu. Diğer çalışanların hemen tamamı Yunan idi.

Fabrikadaki tek Türk Temel olunca Yunan işçiler her fırsatta buna zulmediyorlardı. Kimisi yemek taşırken çelme takıp dengesini bozuyordu. Kimi koridorda omuz atıyordu. Kimi de sırtına hakaret içeren yazılar yapıştırıyordu.

Temel adeta canından bezmişti. Onun öfkesi yaşlı bir Yunan işçinin dikkatini çekti.

Yaşlı işçi diğer Yunan işçileri toparlayıp bir konuşma yaptı:

-“Bakın arkadaşlar. Bu Türk’e Buradaki tek Türk olmasının cesaretiyle her fırsatta kötülükler yapıyoruz. Ancak bu adam fabrikanın aşçısı. Yemeklerimizi o yapıyor. Bir gün bu yaptıklarımıza çok sinirlenip yemeğimize zehir de katabilir, müshil de. Zararını hep beraber çekeriz. Bence bu Türk ile barışalım. Onunla iyi geçinelim. Kendimizi tutalım.”

Bu fikri herkes makul ve mantıklı bulmuştu.

Yunan işçileri temsilen 3 kişi Temel’in yanına gittiler ve:

-“Temel Bey. Biz bundan sonra sana takılmayacağız. Bizden kötülük görmeyeceksin.”

Temel şaşkın şaşkın:

-“Ne yani? Pundan sonra bana çelme takup tüşürmeyecek misinuz?”

-“Sana çelme takıp düşürmeyeceğiz.”

-“Koritorta omuz çarpmaycaksunuz öyle mi?”

-“Öyle. Omuz çarpmayacağız.”

-“Yaptuğum yemeklere gizlice tuz da toldurmayacaksunuz yani?”

-“Evet yapmayacağız. Sana hiçbir kötülük yapmayacağız Temel.”

Temel rahatlamıştı. Bu kötülüklerin durmasına sevinmişti.

-“Eyi o zaman. Pen da sizun yemeklerinuze işemeyceğum.”

***

Merhaba Türkiye’deki binlerce haber sitesi içinden sitemizi seçip buradaki haberleri, yorumları, makaleleri okuyan güzel insanlar. İyi ki varsınız.

İsrail zulmünün katlanarak devam ettiği bu günlerde elinden gelenin asgarisini bile yapmayanlara göre gazetemizin okurlarının duyarlılıklarını duyuyor görüyorum.

Protesto gösterilerine kalbi orada olmasına rağmen hiç katılamayanlara göre katılanlar ve orada bağıranlar daha da güzel insanlar.

Hem kendi katılıp hem de küçük çocuklarını bile getirenler, orada onlara da slogan attıranlar çok daha güzel insanlar.

O çocuklar yetişiyor. Markette boykot etmeleri gereken ürünleri bile biliyor, ezberliyorlar.

Ankara’da babasıyla markete giden küçük kız çocuğu hemen yanında market arabasına ürün koyan teyzeyi uyarıyor:

-“Teyzee! Onu alma. O deterjan Yahudi malı. Senin ödediğin para ile çocukları öldüren kurşunlar yapıyorlar.”

O teyze belki boykota katılmış ama farkında olmadan ürünü almıştır. Belki de hiç umursamayan biridir. Ama küçük çocuğun sözleri karşısında utanarak o ürünü geri rafına koymuştur.

Sakarya’da yaşanan ilginç olay da Adapazarı Agora AVM’de yaşanmış. AVM güvenliği kraldan fazla kralcılık oynayıp boynunda Filistin atkısı olduğu için bir kadını AVM’ye almıyor. Kafasınca yasak koyuyor. AVM’ye alınmadığı iddia edilen kadın olay yerinden ayrıldıktan sonra yaşadığı durumu sosyal medyada paylaşıp arkadaşlarını çağırır. Olay Adapazarı’nda çok hızlı bir şekilde duyulur. Yüzlerce kadın AVM önüne gelerek olayı protesto eder. Kadınlar ellerinde, “Siz yok saydıkça biz daha çok var olacağız” gibi pankartlarla içeri girerek AVM içinde de tepkilerini sürdürür.

Benzer yüzlerce olay vardır.

Boykota katılmayanları anlayamıyorum. Tartıştığı, sahibiyle kavgalı olduğu dükkândan bırakın alışveriş etmeyi, sokağından geçmeyen insanlar ödediği her kuruşun mermi olarak kardeşine döneceği restoranlardan, kafelerden çıkmıyor. Özellikle oralarda yiyip içerek, özellikle boykot ürünlerini satın alarak kendi çaplarında “İslam karşıtlıklarını” tescillemek, göstermek istiyorlar. Kendilerine tepki verenleri de umursamıyorlar.

Umursamıyorlar çünkü suratlarının derileri kayış gibi. İsrail’in tam da işine yarayacak şekildeler.

Biliyorsunuz dünyanın en büyük insan derisi bankası İsrail’de. 1973 savaşı sonrasında, çatışmalarda yanan İsrail askerlerinin tedavisi için "İsrail Deri Bankası"nın kurulması fikri ortaya çıktı. Ancak hemen kurulamadı. Çünkü Yahudilikte organ bağışı yasaktı. Hahamlarını bu işe izin vermesi için ikna etmek 12 yıl sürdü. 12 yıl sonra hahamlar bu bankanın İnsan organlarının depolanması da eklenerek kurulmasına izin vermişti.

Banka kuruldu. Ancak hahamların “zoraki” fetvasına rağmen hiçbir Yahudi buraya derisinin veya organının bağışı için başvurmuyordu. Buna rağmen bu “İnsan Derisi ve organ” Bankası çok kısa zamanda dünyanın en büyük İnsan Derisi ve Organ Bankası haline gelmişti. Bu “İnsan Derisi ve Organ Bankası” bağış olmamasına rağmen nasıl bu kadar malzemeye sahip oldu?

Oradan oraya zıplamaya alışmışız ya araya bir haber girelim:

Şifa Hastanesini işgal eden katil sürüleri hastanedeki yüze yakın çocuk cesedini çok hızlı bir şekilde araçlara yükleyip ortadan kaybolmuşlar. Bizim anti boykotçu çakallara sorsan “Çocuk cenazelerini kokmasın diye toplu olarak bir yere gömmek için oradan çıkarmışlardır” derler. Bu fikir İsrail için fazlaca insancıl. Hatta çok komik. Filistinlilerin cesetlerinin gömülmesi onlar için “israf” sayılır.

Hastanedeki cenazeler eski olamazdı. Vefat etmiş ancak defnetmeye vakit kalmamış olanlar olmalıydı ki birçok uzvu ve derisi “İnsan Derisi ve Organ Bankası”nca değerlendirilebiliyordu.

Araya Kasım Özkan’ın Beyaz Gazete’de yayınlanan karikatürünü paylaşıp konumuza devam edelim.

Bu banka dünyanın her yerine İnsan Derisi ve Organı ihraç ediyor ve bu işten de güzel para kazanıyor. Ülkelerin tepesindeki Demokles’in kılıçlarından biri de bu sektördür. Çok az ve cılız rakipleri vardır. Bu bankanın en önemli kaynakları tutukladıkları ve akıbetlerinin ne olduğu bilinmeyen kayıp Filistinlilerdir. Onun için her fırsatta çocukları tutuklayıp, tutuklayıp götürüyorlar.

Halbuki İsrail devleti gelip bizim büyükşehirlerimizde kendilerine ait olan Starbucks ve McDonald’s gibi kurumlara gidip boykotçulara rağmen oralarda yiyip içen, pişkin pişkin sırıtan ve umursamayan çakallarımızı alıp bankalarına götürseler (belki ciğerleri beş para etmez ama) kayış gibi kalın olan derileri uzun süre dayanır, bozulmaz ve değişmez. Uzun yıllar kullanılabilir. Yanık derileri için takviye deriye ihtiyacı olan Amerikalılarda ve İsraillilerde bu çakallarımızın derilerini kullanabilirler. Ancak benim tavsiyem bu çakallarımızın derilerinin özellikle popolarda oluşan yara ve yanıklarda kullanılmasıdır. Başka yere de yakışmazlar.

Siz siz olun, boykotu terk etmeyin.

Kalın sağlıcakla.

 

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Toplam 1 yorum yapıldı
Teşekkür
Güzel bir konuya deginmissiniz. Alanlardan dinlediğim bir anekdot. - Duyduk ki Naziler falan şehire saldırmışlar. Eeee falan şehir.. - Duyduk ki şehrimizin falan mahallesine girmişler. Eee falan mahalle... - Komşumuzun hanesini talan etmişler. Kıçımızı kipidatmadik... - Ne zaman ki kapımıza dayandilar, etrafımızda bize yardım edecek kimseyi göremedik. Eyvaaaah dedik ama bize eyvaaaah dediğimizde iş işten geçtikten sonra....
Yorum Ekleyen: Hasan Mutluoglu     26.11.2023 11:45:43
Ersoy Baba
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

Yazarın Özgeçmişi:
Ersoy Baba sınıfta kalma yokkenki yıllarda ilkokulu okudu. Hastalıkları sebebiyle okula gidemese de zorla mezun edildi.
Lise tahsilinden sonra Ankara'ya yerleşti.Teklifler Oxfort'tan gelmesine rağmen Gazi Eğitim Fakültesini tercih etti.  Ersoy baba bi gazetenin matbaasında tashihler  yaptı. Sonra birden kendini aynı gazetenin editör masasında buldu. Editör yemekten döndüğünde masadan kalkmak zorunda kaldı. Hırs yaptı ve rakip gazetede köşe yazarlığına kadar yükseldi. Şimdilerde emekli oldu. Gidip kahve köşelerinde oturacağına gazete köşelerinde milleti yazılarıyla meşgul ediyor.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya