Kenefin dibinde toplananlar
MAKALE
Paylaş
16.11.2025 14:47
236 okunma
Ersoy Baba

 

Şimdilerde Türkiye’nin sayılı Mobilya markalarından birinin yöneticisi olan abimiz anlattı. O bunu anlatırken çay ikram etti. Ben size anlatırken maalesef kuru kuruya anlatacağım:

Eskiden pazarlık vardı. Bir eşya, kıyafet vesaire alırken esnafın dediğine hemen “HE” deyip de çıkarıp ödemesi yapılmazdı. Önce verilen rakamı duyunca acayip şaşırmış ve rakamı abartılı bulmuş gibi bi “Ooooo!!!” çektikten sonra:

-“Söylenen rakamın yarısına aynı malı zaten veriyorlar. Biz paramız sana nasip olsun diye buraya kadar geldik” deyip pazarlığın fitili ateşlenirdi. Anan aşağı, baban yukarı sıkı bir pazarlıkla rakam baya bi indirilir, onunla da yetinilmez:

-“Bak biz fatura, fiş de almayacağız. Onu da düş hele” deyip indirici darbe vurulurdu.

İşte o zamanlardan birinde bulunduğumuz mobilya mağazasına bir aile geldi. Ürünleri beğendi. Bir yatak odası takımı aldı. İş yatağa gelince 2 çeşit yatak olduğunu birinin kalitesi ve yay sistemi farklı olduğu için daha pahalı olduğu söylendi. Almancı müşteri:

-“Zaten senede 10 gün anca kullanabileceğiz.” Diyerek ucuz olan yatağı tercih edip fiyatları kafasında topladı. Hemen çıkarıp parasını nakit tiko ödedi. Adresi verdi. Akşam evinde teslim almak üzere de çıkıp gitti.

Biz kalakalmıştık. Pazarlık etmemiş dediğimiz rakamı hemen kabul edip ödemeyi yapmıştı. Ama aldığımız “nasıl olsa pazarlık edilecek” diye biraz şişirilmiş olduğundan fazlaydı. Hakkımız değildi. Böyle pazarlıksız tak tak diye biten bir alışveriş ilk defa başımıza gelmişti. Daha doğrusu “küt diye başımıza düşmüştü.” Bunu nasıl telafi edeceğimizi tartıştık bir süre.

-“Adam Almanya’da alışmış o şekil alışverişe. Türkiye’yi de öyle sandı herhalde.”

Verdiğimiz malın pazarlık edilmişçesine fiyatını çıkardık. Aradaki fark için ucuz yatağı listeden çıkarıp çok pahalı olan özel yay sistemli yatağı listeye ekledik. Halen açık kapanmayınca yatak odası takımında şifonyerin önündeki basit pufu çıkarıp güzel ve rahat bir sandalye ekledik. Bir de metal çiçeklik koyup eşyayı gönderdik.

Eşya tesliminde zorluk çıksa da, müşteriyi “özel hediyemiz” diyerek ikna edip döndük.

O satışımızın bizde bıraktığı sıkıntı bir sonraki ay tüm satış sistemlerimizi değiştirmemize vesile oldu. Artık çok makul kârlar koyup pazarlık payı bırakmıyorduk. Tüketiciyi buna alıştırmak çok zor ve uzun oldu. Uygulamanın başlarında müşteri kaybettik. Ama sonunda sistemi oturttuk. Bir mobilya mağazasında pazarlıksız tek fiyat herkese garip geliyordu. Ama hem kalite yüksek hem modeller güzel hem de fiyatlar makul olunca müşteri alıştı.

Ama ben Ersoy Baba halen alışverişlerimde pazarlık yapmak için yırtınıyordum.

Büyük kızım iş çıkışında beni almış birlikte eve dönüyorduk. Kısa sürecek bir alışveriş için evin yakınındaki AVM’ye uğramıştık. Büyük bir mağazadan birkaç parça bir şeyler aldı. Kasaya gitti. Kasiyer barkotları okutup rakamı söyledi. Kızım hemen banka kartını uzatınca elini tuttum. Kasiyere:

-“Tamam da bunun oluru nedir? İkramınız ne olacak? Bize fiş de lazım değil” diyecek oldum. Kasiyer şaşırmıştı. Kızım daha çok şaşırmış ve kıpkırmızı olmuştu.

-“Baba burada pazarlık mı olur? Ne yapıyorsun?”

Bence satarken olmasa da alırken pazarlık mutlaka olmalı. Ama maalesef bendeki eski hırsın karşılığını o akşamki pazarlıkta bulamamış rakamı ödeyip çıkmıştık.

***

Çok eşlilik!

Geçtiğimiz günlerde Suriye devlet başkanı Şara ABD’ye Trump ile bir görüşme yaptı. Görüşmenin içeriği, Trump’ın neler dayattığı, Suriye’den neler koparttığı yazımızın konusu değil. Görüşmenin sonunda Trump Şara’ya parfüm sıktı. Güya parfüm hediye edip kokusu ile de orada tanıştırmak istedi. Sonra da Şara’nın eşi için bir parfüm hediye etti. Hediyeyi verirken Şara’ya:

-“Bu eşin için. Ha, kaç tane eşin var?” diye sordu. Şara:

-“Bir tane” dedi.

Konu öylece geçip gitti.

Zaman içerisinde Trump Suriye’ye gelecek olursa Şara’nın ona üzerinde taharet musluğu olan klozet hediye etmesini tavsiye ediyorum. Bu gavurlar tuvalette sadece kâğıt kullandıklarından dolayı donlarına yapışan kokuyu karşısındakilere hissettirmemek için parfüm kullanıyorlar. Tuvalette su kullanmayı öğrenirlerse parfüme ihtiyaçları kalmaz.

Ayrıca Şara’nın eşi için parfüm hediyesine misilleme olarak da kutular dolusu parfüm hediye etsin ve:

-“Sadece biri eşin için. Diğerlerini sen biliyorsundur.”  Desin.

Biliyorsunuz ki bir Epstein davası var. Trump dahil ABD’deki tüm önemli siyasetçilerinin bulaştığı kız çocuklarına yönelik cinsel istismarlar ve sapık ilişkiler konusu.

Çizgi film, çizim, giyim, kırpıntı çizim içeren bir resim

Yapay zeka tarafından oluşturulmuş içerik yanlış olabilir.

Adamlar İslam’a saldırı için çok eşlilik konusunu abartarak dalga konusu yaparlarken kendileri sınırsız bir eşlilik ve zina içinde boğuluyorlar ve herkes aynı pisliğin içinde olduğu için üstünü örtüp saldırmaya devam ediyorlar.

Ünlü bir Rize atasözü var:

-“Pok poka kenefin dibinde kavuşurmuş.” Epstein vakasında hepsi bir araya geldi. Kavuştular.

***

Sevgili ve değerli okuyucularım. Her zaman söylerim. Benim için değerlisiniz. Türkiye’de yayın yapan 462 milyon 707 bin 383 haber sitesinden bu siteyi tercih edip girdiniz. Burada da sayısına ve yazısına bereket bir sürü yazarın içinden benim yazımı tıklayıp:

-“Gene neler saçmaladı bi bakalım” deseniz de girip okuduğunuz için değerlisiniz.

Bu hafta lafı çok uzatmayacağım. Pazar kahvaltınızı daha fazla geciktirmek istemem. Fıkramı da yazıp çıkacağım.

İsmet Paşanın oğlu Erdal İnönü, bir seçim mitingi için Rize'ye gitmiş. Kürsüde konuşan ince zayıf uzun boylu Erdal İnönü'yü gören Temel yanındakine sorar:

-“Ha bu konuşan adam da kimdur?”

-“ İsmet İnönü'nün oğlu Erdal'dır!”

- Uy desene İsmet İnönü’ye boşa kizmişuz.  Devletun paşindayke bizleri çok aç ve sefil bırakmıştı. Meğer adaletli adammuş. Kendi uşağını da aç bırakarak ne hale getirmiş!

***

Kalın sağlıcakla.

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Ersoy Baba
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

Yazarın Özgeçmişi:
Ersoy Baba sınıfta kalma yokkenki yıllarda ilkokulu okudu. Hastalıkları sebebiyle okula gidemese de zorla mezun edildi.
Lise tahsilinden sonra Ankara'ya yerleşti.Teklifler Oxfort'tan gelmesine rağmen Gazi Eğitim Fakültesini tercih etti.  Ersoy baba bi gazetenin matbaasında tashihler  yaptı. Sonra birden kendini aynı gazetenin editör masasında buldu. Editör yemekten döndüğünde masadan kalkmak zorunda kaldı. Hırs yaptı ve rakip gazetede köşe yazarlığına kadar yükseldi. Şimdilerde emekli oldu. Gidip kahve köşelerinde oturacağına gazete köşelerinde milleti yazılarıyla meşgul ediyor.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya