Gazze ve Filistin’in ardından İran yok edilirken!
İslam dünyası kan ağlıyor, masum insanlar katlediliyor, sivil ve askeri hedef gözetilmeksizin hastaneler, okullar, havaalanları, kısaca tüm ülke bombalanıyor. İran’da bu katliamları yapan İsrail ABD’yi suç ortağı olarak yanına alıyor. ABD Başkanı Trump 7 ağır bombardıman uçağı ile 14 adet sığınak delici bomba ile uranyum zenginleştirme tesislerini bombalıyor. Bu haksız, orantısız ve vahşice bombalamayı öve öve bitiremiyor. Netenyahu bu vahşet nedeniyle Trump’ı yüzyılın en büyük Siyonist, Yahudi dostu ilan ediyor.
Bu vahşet Avrupa tarafından ödüllendiriliyor. Yapılan açıklamalarda AB ülkeleri ve AB’nin yasal kuruluşları hak hukuk tanımayan İsrail ve ABD’yi savunan ve meşrulaştıran açıklamalar yapıyor, İran’ı ise suçlu ilan ediyor.
Bu kavgada Rusya ve Çin’in sesi cılız çıkıyor. İslam ülkelerinin ekseriyetinin ABD’ye esir Cem sultan yöneticilerinin gıkı çıkmıyor. Batı medeniyeti denilen tek dişi kalmış canavar mazlum insanları yok ediyor.
Birleşmiş milletler, insan hakları kuruluşları, Avrupa Parlamentosu, İslam konferansı ve İslam işbirliği teşkilatı vs. ölü toprağı serpilmiş gibi sessiz veya çok cılız kınama mesajları yayınlıyor.
İsrail kana doymuyor, ABD ve diğer Siyonist sevici efendilerinden aldığı destekle, “Vaat edilmiş topraklara” bir adım daha yaklaşmak için vahşetine olanca hızıyla devam ediyor.
Görünen o ki, bu vahşet Netanyahu ve ABD’nin bu kadar yeter, burada biraz nefes alalım diyene kadar devam edecek.
Bu vahşete karşı tek bir imkân var, güç var, o da AB ve ABD’de vahşeti kınayan ve onaylamayan vicdan sahibi batılı sivil toplum kuruluşlarını, bilim, sanat, kültür insanlarını harekete geçirmek.
Mitingler ve yürüyüşler organize etmek. Batılı ülkelerin yönetimleri üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmak ve oy kaybı endişesi yaşatmak.
Bu konuda öncülük sayın cumhurbaşkanımıza ve Türkiye’ye düşüyor. Maalesef başka bir ÜMİT yok. Bize düşen Gazze’nin, Filistin’in ve İran’ın vadedilmiş topraklar hayaline feda edilmesine mani olmaya çalışmak. Bu hem ümmetin, hem de ülkemizin beka sorunu.
Yarın geç olabilir, bugünden zulmü engellemek için var olan en etkili silah vicdan sahibi batılı sivil toplum kuruluşları silahını harekete geçirmek.
Kan, gözyaşı, katliam ve vahşet sonrası barış güvercini rolünü şimdiden üslendiler.
Çünkü acı ama gerçek, batı demokrasisi YORGUNLUĞU değil, TÜKENMİŞLİĞİ yaşıyor.
Selam ve dua ile Allah yar ve yardımcımız olsun!