
Türkiye ve ABD arasında Yüksek Düzeyli Savunma Grubu Toplantısı gerçekleştirildi. MSB:” Türkiye Cumhuriyeti-Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Düzeyli Savunma Grubu Toplantısı, Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı savunma güvenlik genel müdürü Tümgeneral İlkay Altındağ ve Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı’nda uluslararası güvenlik işlerinden sorumlu müsteşar yardımcısı vekili Katherine Thompson başkanlığındaki heyetlerin katılımıyla 28.Nisan.2025 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir.
Taraflar, yakın zamanda karşılıklı olarak en üst düzeyde ifade edildiği üzere, iki ülke arasındaki samimi diyaloğu ilerletme arzusuyla savunma ve savunma sanayi iş birliğinin çeşitli veçhelerinin derinleştirilmesi imkanlarını ele almış, bölgesel ve uluslararası güvenlik meselelerine dair görüş alışverişinde bulunmuş ve stratejik ortaklığın daha da güçlendirilmesine ilişkin karalılıklarını yinelemişlerdir. Bir sonraki toplantının gelecek sene ABD’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.
Türkiye Amerika’nın başını çektiği NATO askeri ittifakının 1952’den beri üyesidir. Amerika’ya tavır koyması için önce NATO’dan çıkması gerekir. Belki çoğumuz farkında değil ancak ordumuz NATO anlaşması uyarınca bir savaş halinde NATO’nun emir ve komutası altında olacaktır. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı’nda Alman generallerin ordumuza komuta ettiği gibi. Bir taraftan da İsrail NATO’ya girmek için çalışıyor. Türkiye’nin vetosu sebebiyle giremiyor. Amerika’da Türkiye’yi çıkaralım İsrail’i alalım diyen hayli yönetici var.
İsrail Lübnan’a, Gazze’ye, Suriye’ye saldırıyor ses yok! Malta açıklarında Türklerin yönetimindeki bir Gazze’ye insani yardım gemisini vuruyor yine ses yok. İsrail la yüsel mi, dokunulmaz mı? ABD bu ülkeye silah ve mühimmat gönderiyor, silah yüklü gemileri durduran el koyan bir ülke yok ama insani yardım gemisi vurulabiliyor. Kim neyi bekliyor ve nereye kadar!
Soru şu:
Dünyada iki büyük nükleer ittifak var. Birisi NATO diğeri Çin-Rusya Şangay örgütü. NATO’ dan da çıkarsak nükleer güçlere karşı ihalarımız ve fırtına obüslerimiz, konvansiyonel güçlerimizle başarılı olamayız. O zaman ne yapmalıyız?
Güncel jeopolitik konjonktürde Türkiye’nin İsrail-ABD ilişkilerinde tam bir paradoks yaşanıyor! İsrail’e terörist, katil, soykırımcı derken ABD ile “dostum Trump” iletişimi ve ilişkileri sürüyor…NATO konusunda şu iki soruyu düşünmek ilginç olabilir! “ABD-Batı Türkiye’yi NATO’dan çıkarmayı göze alabilir mi?” ya da “Türkiye NATO’dan çıkmayı düşünebilir mi?” TRUMP-Netenyahu Suriye üzerinden son görüşmelerinde Türkiye için “konuşurum ancak sende biraz makul olmalısın” sözü ile “Türkiye-İsrail arasında bir çatışma hali Dünya savaşına yol açabilir” uyarısı önemlidir. Türkiye Türkiye’den büyüktür. Küresel jeopolitik ve jeostratejik konumumuz çok değerlidir. Feraset ve basiretle yönetebilirsek Türkiye çok daha etkili güç konumları yaratabilir. Türkiye İsrail’i DURDURABİLİR!
Daha önceki paylaşımda yazdığım soru ile başlarsam:
ABD-Batı Türkiye’yi NATO’dan çıkarmayı göze alabilir mi?
Bunu kolayca göze alamaz! Zira:
-
ABD’nin BOP hedefleri, Çin
-
Avrupa’nın Ukrayna üzerinden güncellenen Rusya tehdidi, savunma zafiyetleri ve ABD’nin restleri,
-
Batının Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü olarak gördüğü askeri gücü (NATO’nun 3. Ordusu), jeostratejik coğrafi konumu, jeopolitik bölgesel stratejik gücü, yeni savunma sanayi potansiyeli,
-
Türkiye’de konuşlu soğuk harp döneminden kalma NATO nükleer bombaları (bizim kontrolümüz dışında ABD/NATO üslerinde halen duruyor!)
-
Türkiye’nin halen NATO’da bulunmasının yararları…
Türkiye ABD-BATI’ya karşı bu önemli avantajlarını etkin kullanabilir ve pahalıya satabilir! Ancak buna engel; yönetim erkinin “vesayeti, esareti, özel zafiyetidir! Bu minvalde Türkiye; NATO’yu sorgulamalıdır! NATO’ya gerekirse ayrılma blöfünü çekebilmelidir!
Türkiye nükleer ittifakları karşısına almak zorunda değildir. Oraya gelinceye kadar kullanacağı birçok stratejik, diplomatik, jeopolitik imkân ve fırsatları vardır. Bunlar ferasetle kullanılabilir. Ayrıca nükleer konusunda Türkiye’nin Pakistan ve İran ile uzun süredir devam edegelen ilişki, danışma ve iş birliği çalışmaları da vardır! Türkiye küresel düzlemde çok boyutlu, çok taraflı uluslararası ilişki, stratejik dengeleri kullanabilecek konum, güç, avantaj ve fırsatlara da sahiptir.
Bunları basiretle, ortak stratejik akılla, iç cephesini tahkim ederek, yanlışların ve zaaflarını gidererek yönetebilirsek; milli güvenliğimizi, bölgesel inisiyatiflerimizi, stratejik menfaatlerimizi ve jeopolitik gücümüzü daha ileriye taşıyabiliriz. Tehditlerimizi azaltabiliriz… İnşallah
Ek olarak:
Yakın tarihte küresel konjonktüre rağmen; Kıbrıs (1974) müdahalesini, Suriye operasyonlarını, Azerbaycan Karabağ desteğini, Libya inisiyatifini, Bosna, Kosova, Sudan, Katar, Afganistan, Somali vs. askeri üs varlığı ve etkinliklerimiz Türkiye’nin gerektiğinde her şeye rağmen yapabildiklerinin örnekleridir. Nükleer güç her an kullanılabilecek kuvvet değildir. O büyük bir kaos halidir! O bambaşka küresel bir konjonktür demektir…
02.05.2025
Aydın BOLAT