Denizlerin tarihimizde yeri oldukça az gibi görünür ve Türklerin denizlerden uzak kaldığı anlatılır. Ancak bu yanlıştır. Nitekim denizlere damgasını vuran Sefer Reis gibi isimlerini bilmediğimiz birçok büyük Türk denizcisi vardır. Sefer Reis, 1540-1565 yılları arasında Kızıldeniz, Umman Denizi ve batı Hint Okyanusu sularının muhafızlığını yapan Osmanlı kaptanıydı ve Portekizlilerin korkulu rüyasıydı
Sefer Reis, 1540'lardan itibaren Kızıldeniz, Umman Denizi ve batı Hint Okyanusu sularının muhafızlığını yaptı. İsmi uzun süre hiç bilinmedi. Ancak Giancarlo Casale ve Ertuğrul Önalp'in araştırmaları sayesinde bu büyük Türk denizcisini tanıdık.
Yemen'deki Muha Limanı'nda görevli olan Sefer Reis, 1550'li yıllarda her yıl Portekizlilere akın yapmış ve her muharebede onları yenmişti. Sefer Reis'in başarısı, stratejisini Hint Okyanusu'nun özel şartlarına göre ayarlayıp gemilerini etkin kullanmasında yatıyordu.
Kendisinden önceki veya çağdaşı komutanları karadaki merkezlerin fethedilmesi stratejisine bağlı bir askeri operasyon yürütürken, Sefer Reis Portekiz kaleleri yerine gemileri hedef alıyordu. Yani güçlü kaleleri almak için gereken kuşatma gereçleri ve geniş çaplı bir orduyu taşımak yerine hedef küçülterek daha başarılı operasyonlar yürütüyordu.
Dolayısıyla karadaki göreceli zaferlerden ziyade Portekiz'in denizdeki trafiğini hedef alıyor ve onlar için önemli olan bu ulaşım zincirini kırmayı başarıyordu.

Portekizlilerle savaş.
HIZLI HAREKET EDİYORDU
Sefer Reis bu operasyonları yönetirken yaz mevsiminin sonunu tercih ediyordu. Zira bu mevsimde çıkan ve güneybatıdan kuzeydoğuya esen muson rüzgârları, az sayıdaki filosunu hızlıca hareket ettirmesini sağlıyordu. Kalitelerden oluşan filo kadırgaya göre manevra ve hız kabiliyeti açısından akınlara daha uygundu.
Sefer Reis'in hızı, Portekizlilerin ondan geç haberdar olmasına neden oluyor ve onun Basra'nın girişindeki Hürmüz ve Hindistan'ın Gücerat kıyısındaki Diu-Umman Denizi'nin en kuzey kısımlarına kolayca akın yapmasını sağlıyordu.
Bu iki liman, Portekiz'in Hint Okyanusu'ndaki ticaretinin iki önemli merkezi olması hasebiyle onları oldukça zor durumda bırakıyordu.
Sefer Reis, devriye gezen ve üstün ateş gücüne sahip Portekiz gemileriyle karşılaşmaktan bilinçli olarak geri duruyordu. Böyle bir durumda ise kullandığı hat gereği kolayca limanına geri çekiliyordu.
Kendisi kürekli gemileri, düşmanları ise yelkenli gemileri kullandığı için rüzgâra karşı yapılan bu geri çekilme Sefer Reis'in taktiksel avantajıydı.