Bu yazımda, emekli bir müftü olarak meslektaşlarıma küçük ama önemli bazı tavsiyelerim olacaktır :
Bilinmelidir ki herhangi bir işte yapılan küçük hatalar, o işi yapanın mesleki ehliyetini sorgular !
*Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz.
Şahsın görünür rütbe-i aklı (akıl derecesi) eserinde* denilmiştir. Ziya Paşa Merhumun bu beytinde ki rütbe-i akıl tamlaması bir meslek için düşünülürse bu sözün anlamı, bir kişinin mesleğindeki ehliyetinin seviyesi, yaptığı işinde görünür demek olur.
Bu yaklaşımdan hareketle Din görevliliği mesleğinde Kur’an-ı Kerim, arapça dua ve tesbihât ile hadis-i şeriflerin okunuşunda yapılan HAREKE VE MAHREC HATALARI okuyan görevlinin mesleki liyâkatını gösterir !
Bilinmelidir ki Arapçada harekeler, Türkçemizde isimlerin halleri gibidir.
Meselâ; Türkçe olarak basit bir cümlede ismin İ hali ile “Hasan’ı gördüm..” demesi gereken bir kimsenin, ismin A hali ile “Hasan’a gördüm..” demesinden biz ne demek istediğini anlamış olsak bile; onun Türkçeyi yeterince bilmediğini de anlarız.
İşte Arapçada kelimelerin harekelerini “yerli yerince (i’rab) vermeden” yanlış okumak da böyledir.
Böyle okumadaki hareke hatası, kasten yapılmadıkça ibadeti bozmaz ama, okuyanın arapçayı yeterince bilmediğini kanıtlar.
Bu nedenle “mesleki karizmasını çizdirmek istemeyen Din Görevlisi arkadaşlarımızın, hataları yüzlerine vurulmasa bile fark eden cemaatin, kendilerini arkalarından eleştirmesine fırsat vermemek için doğru sandıkları yanlışlarını bile kitaptan kontrol ederek DÜZELTMELİDİRLER !..
Unutmayalım ki küçük hatalar, giysilerimizdeki lekeler gibidir; bizden daha çok, karşımızdakilerin dikkatini çeker. Hele bir de kıskançlık varsa hiç çekilmez; kusur sayılır !
Atalarımızın, İmamın sarığı beyazdır; leke götürmez sözleriyle dikkati çekmek istedikleri hususlar arasında sadece ahlâki küçük hatalar değil böylesi mesleki icra hataları da vardır .
Hata, nokta gibidir; çok yapılırsa leke olur ve ksur saylır. Hiç de yapılmaz değil ama, dikkat edilirse az yapılır !..
24.04.2024
Kemal CENGİZ
Emekli Müftü