İslam Tasavvuf Düşüncesinde ruh disiplini ve nefis terbiyesi için "inzivâ ve çile" esasına dayanan bir terbiye metodu vardır. Bununla; kendini ve nefsini terbiye etmek isteyen kimse (mürid), hak yola girip Allah rızasına kavuşmanın sırrına ermiş olur. Bu usulü daha iyi anlatabilmek için, önce bu sistemdeki tanımları izah etmemiz gerekir. şöyle ki ;
"TASAVVUF", hikmet ve hakikat arayışı, bunun için takip edilmesi gereken "Hikmet Yolu" demektir.
"İNZİVA " ise. bu yolculukta hakikata ulaşmak isteyen MÜRİD'in iç hesaplaşması demek olan MUHASEBE için kendini "çilehane" denilen ıssız ve sakin bir köşeye veya küçük bir odaya çekip kapatması demektir.
Bu işlemin zorlanarak değil, gönülden gelerek yapılması esas olduğu için; bunu nefsinde uygulayacak olan kişiye de, "istekli" anlamında MÜRİD denilmiştir.
Arapçada "köşe" anlamına gelen "zaviye" kelimesinin türevi olan 'İNZİVA" ise; köşeye çekilmek demektir. Bu şekilde burada geçirilen süreye de "çile" denir.
"ÇİLE" . Farsça kökenli, "kırk sayısı" anlamına gelen "çel" kelimesinden gelmektedir. Müridin kendi istek ve arzusuyla kendini 40 gün süreyle böyle bir disipline çekmesi demektir.
Anlatılan şekildeki bir ruh disiplini için böyle bir yalnızlık ortamında, dış dünya ile ilişkisini kesmiş; Allah ile başbaşa kalan Allah âşıkı MÜRİD, kırk gün kendini hesaba çekerek ruh temizliğinden geçirir. Bu sürenin sonunda "çilesi dolmuş" olarak hak yolculuğuna çıkar, bu yolcılukta karşılaştığı her şeyde, her olayda ve her yerde Allah'ı düşünür; O'nun hikmetini arar. Samimiyeti nisbetinde de aradığını bulur. Anadolu Erenlerimizden Yunus Emre'mizin
"Yaratılanı hoş gör;
Yaratandan ötürü!" sözünün anlamı da budur
Bu ilhâm ile ilintili olarak "40" sayısının, İslam Tasavvuf Düşüncesinde ayrı bir yeri ve önemi vardır. Kur'an-ı Kerim'de zikri geçen Hz.Musa'nın Allah'tan aldığı "on emri" telakki için TUR dağında 40 gün "MİKAT"ta kalması (Bakara, 2/51); dönüşünde yeniden putperestliğe sapmış olarak bulduğu kavminin kuşak / nesil değşikliği için 40 yıl süreyle TİH / SİNA çölünde sürgüne mahkum edilmeleri (Mâide, 5/26); birçok Peygamberin hayatında olduğu şekilde Peygamberimizin de 40 yaşında Peygamber oluşu gibi...daha birçok mucizevi gerçeklerin 40 sayısıyla ilişkisi sözkonusudur.
Geleneğimizde, yeni doğan çocukların kırk günden sonra "kırkının çıkarılması"; annenin normal sosyal hayata 40 günden sonra dönmesi… gibi adetlerimiz de bu hikmetten kaynaklanır. Atalarımızın, bir insanın şahsiyet gelişiminin oturup yerleşmesi için 40 yaşı esas alarak, "Bir insan kırkında nasıl ise yetmişinde öyledir" sözü de bunu ifade eder.
Bu düşüncelerden hareketle; bugünlerde KORONAVİRÜS tehlikesi dolayısıyla "Millet olarak" hatta bütün dünyada İNSANLIK olarak ZORUNLU İNZİVAYA çekilmek suretiyle sokağa çıkamadığımız bu SÜRECİ; kendimiz, âilemiz , milletimiz ve devletimiz için, hatta bütün insanlık için bir MUHASEBE SÜRECİ olarak değerlendirelim!
Başta kötü alışkanlıklarımız olmak üzere, çok istesek de bir türlü kurtulamadığımız yanlışlarımızdan ve kötü alışkanlıklarımızdan KURTULMA FIRSATI kabul edelim!
Bilmeliyiz ki, kötüden BIKARAK kurtulunmaz; bırakıp uzak kalarak kurtuluruz. Aklımızı kullanırsak; İçki, kumar, fuhuş, bağımlılık, sigara... gibi esiri olduğumuz birçok kötülüklerden kurtulmanın bir fırsatı doğmuştur!
Hatta, ayetlerle anlatmaya çalıştığım hikmetinden dolayı "bu KORONAVİRÜS KARANTİNA SÜRECİNİN de, bu illetten kurtulmak için en az 40 gün süreli olmasında isabet ve hikmet vardır" derim.
Yüce Allah kitabında, "Olur ki, sizin hoşlanmadığınız şeyde Allah bir çok hayır yaratmış olabilir!" (Nisa, 4/19) buyurmaktadır.
Yüce Allah'tan Milletimiz ve tüm insanlık alemi için KORONAVİRÜSÜN kötülüğünün iyiliklere TEBDİLİ ile böyle bir çok hayırlara VESİLE olmasını niyaz ederim.
Hayat Rehberimiz olan Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah, "İnanıp tevbe ederek güzel işler yapanların günahlarının sevaplara çevrileceği" (Furkan, 25/70) müjdesini vermektedir.
KORONAVİRÜSÜN, İNSANLIK TARİHİNDE HAYRIN VE GÜZELLİĞİN BAŞLANGICINA VESİLE OLMASI DİLEĞİMLE !
KEMAL CENGİZ
Emekli Müftü