“İnsanlığın Aynasındaki Utanç”
Gazze’de yaşananlar sadece bir coğrafyanın dramı değil; insanlığın vicdanının çürümesidir. Her gün ekranlara düşen kanlı kareler, yıkıntılar arasından çıkarılan cansız çocuk bedenleri… Ve biz, sadece izliyoruz.
Üzülüyoruz, kahroluyoruz, sosyal medyada birkaç cümle yazıyoruz, dua ediyoruz. Ama kendimize sormamız gereken en ağır soru şu: Biz nasıl bu hale geldik?
Bir zamanlar kardeşini “din kardeşi” bilerek sırtlayan, mazlumu gördüğünde kalkan gibi önüne geçen bir millet idik. Bugün ise Gazze’de oluk oluk kan akarken, İslam ülkelerinin çoğu sessiz. Kimi kendi kavgasına gömülmüş, kimi çıkar hesaplarına boğulmuş, kimi sadece kınama metinleri yayınlamaktan öteye geçemiyor.
Dahası, bizim içimizde de “Bize ne Gazze’den” diyenler var. Oysa unutulmamalı: Bugün Gazze’ye sırt çeviren, yarın kendi evinde aynı ateşi gördüğünde kime seslenecek?
“Ümmet” kavramına mesafeli duranlar bile şunu bilmelidir: Türk milleti tarih boyunca sadece kendi için yaşamamış, mazlumun hamisi olmuştur. Balkanlarda, Kafkaslarda, Afrika’da, Ortadoğu’da… Mazlumun gözyaşı bizim onurumuzdu. Gazze meselesi sadece din kardeşliği değil; Türk’ün insanlık borcudur, vicdan sınavıdır.
Batı’da, ahiret inancı olmayan insanlar bile vicdanlarıyla hareket edip Gazze için meydanlara çıkıyor. Biz ise çoğu zaman sadece izlemekle yetiniyoruz. Batı’da vicdan ateşi yanarken, Doğu’da yani bizde o ateş sönmüş gibi…
Ne ara böyle olduk?
Ne ara mazlumun gözyaşına bu kadar alıştık?
Ne ara hem ümmet ruhumuzu, hem de insaniyetimizi kaybettik?
Unutmayalım: O çocukların kanı sadece zalimlerin değil, sessiz kalanların da ellerine bulaşıyor.
Bu yazı bir suçlama değil, bir silkelenme çağrısıdır.
Gazze için gözyaşı dökmek yetmez. Dua etmek yetmez. Sosyal medyada öfke kusmak hiç yetmez. Artık somut adımlar atma zamanı.
Müslüman dünyası yeniden kardeş olmalı, Türk milleti de tarihindeki şerefli duruşunu hatırlamalı. Tek yürek, tek ses, tek vicdan… Aksi halde Gazze’de kaybolan sadece çocuklarımız değil; bizim insanlığımızdır.
Gazze sadece Filistin’in değil; bizim imtihanımızdır.
12.09.2025
Hasan Günay