Siyaset… Hepimizin hayatını doğrudan etkileyen, kaderimize yön veren en önemli alanlardan biri. Ne var ki bizde siyaset, çoğu zaman kendi fikrini, eserini, müktesebatını ortaya koymaktan çok rakibin yanlışına bel bağlamanın adı oldu.
Bugün hangi partiye bakarsak bakalım, öne çıkardıkları başarıdan çok, karşı tarafın yaptığı hatalara yaslandıklarını görüyoruz. Bu bir yarış değil, bu bir gelecek tasavvuru da değil; adeta bir bekleyiş. Rakip hata yapsın da biz buradan bir şey devşirelim, diyen bir anlayış hâkim. Oysa asıl siyaset, kendini inşa edebilmek, kendi programını, kendi kadrosunu, kendi idealini milletin önüne koyabilmektir.
40-50 yıllık bir emek, bir mücadele, bir birikimden sonra hâlâ bu tarz edebiyatların yapılması, hâlâ “biz onlar gibi değiliz” cümlesine sıkışıp kalmak bana çok acı geliyor. Bu toprakların evlatları olarak biz, daha büyük ideallerin peşinde koşmalıydık. Daha derin bir vizyonla geleceği örmeliydik. Ama hâlâ oyalanıyor muyuz, oyalatılıyor muyuz, işte burası can alıcı soru…
Milletin önüne umut veren, ufuk açan, yön tayin eden bir siyaset göremiyoruz. Hâlbuki tarihimiz, bize yol gösterecek nice örneklerle dolu. Osmanlı’yı kuran irade, Cumhuriyet’i inşa eden irade, hiçbir zaman rakibin hatasına bel bağlamadı. Onlar kendi akıllarını, kendi fikirlerini, kendi eserlerini ortaya koydular. Onların başarısı da buradan geldi.
Bugün biz ise günü kurtarmaya dönük hamlelerin içinde boğuluyoruz. Bir taraf hata yapınca diğer taraf “işte fırsat” diyor, ama kendi yol haritasını çizmekten, kendi ideallerini net bir şekilde ortaya koymaktan uzak duruyor. Bu, siyasetin asıl manasına haksızlık değil midir?
Toplumu heyecanlandıracak, gençlerin hayallerine dokunacak, milletin vicdanında karşılık bulacak bir siyasete ihtiyacımız var. Fikirde, vizyonda, projede, insan yetiştirmede öncü bir anlayışa… Yoksa birbirimizin hatalarından beslenerek yol almak, ülkenin geleceğini ipotek altına almaktır.
Bunca yıllık mücadelenin ardından şunu soruyorum kendime: Biz gerçekten yol alıyor muyuz, yoksa hâlâ oyalanıyor muyuz? Belki de asıl mesele, işte bu sorunun cevabında gizli…
Ya Rabbi…
Bizi rakibin hatasına bel bağlayanlardan değil, kendi yolunu çizen, kendi eserini ortaya koyanlardan eyle.
Bizi günü kurtaranlardan değil, yarını inşa edenlerden eyle.
Milletimizi birbirinin hatalarından değil, ortak hayallerden beslenen bir ufka taşı.
Siyasetimizi çıkarın değil, hakikatin, adaletin ve merhametin diliyle buluştur.
Bizleri oyalananlardan değil, davamız uğruna samimiyetle yol alanlardan eyle.
Âmin
15.09.2025
Hasan Günay