
Sesli Dinle
Selam üzerinize olsun.
Nezaket, insanın hayatına güzellik katan; toplumların barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşayabilmelerinin anahtarı olan en önemli erdemlerden biridir. Hem bireysel olgunluğu hem de toplumsal ilişkilerdeki ahlâkî seviyeyi yansıtır, müminin hayatına yön veren temel değerlerden biri olarak öne çıkar. Büyüklerine saygı, küçüklerine sevgi, insanlara karşı güler yüz ve tatlı dil ise nezaketin en belirgin tezahürlerindendir.
Kur’an-ı Kerîm, insanların kırıcı olmayan bir üslup ile iletişim kurmalarını öğütlemektedir. “Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini yükseltme; çünkü seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır.” [1] Resulullah (sav), hayatı boyunca nezaketin en güzel örneklerini göstermiştir. Hz. Hüseyin’in rivayet ettiğine göre, babası Hz. Ali’ye Peygamberimizin sahabesiyle ilişkilerini sorduğunda şu cevabı almıştır: “Resulullah (sav) her zaman güler yüzlü, yumuşak huylu ve nazikti. Asla kötü huylu, katı kalpli, bağırıp çağıran, çirkin sözlü, kusur bulan ve cimri bir kimse değildi. Hoşlanmadığı şeyleri görmezlikten gelir, kendisinden beklentisi olan kimseleri hayal kırıklığına uğratmaz ve onların isteklerini boşa çıkarmazdı.” [2] Nezaket, sadece bireysel bir erdem değil, aynı zamanda toplumsal birlik ve kardeşliğin devamı için güçlü bir bağdır. Kalpleri yumuşatır, gönülleri kazanır, dostlukları pekiştirir ve kırgınlıkları onarır. Sevgili Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Kendisi cehennem ateşine, cehennem ateşi de kendisine haram olan kişiyi size bildireyim mi? Cana yakın, yumuşak huylu, kolaylaştırıcı kimse.” [3]
İnsanlığın yolunu aydınlatan, doğruya yönelten ve rehberlik eden Kur’ân-ı Kerîm’in öğütlerine ve Peygamber Efendimiz’in (sav) örnekliğine her zaman muhtacız. Hayatımızı bu iki temel kaynağın ışığında şekillendirdiğimizde gerçek barışa, huzura ve kardeşliğe ulaşabiliriz.
Barış, huzur ve esenlik dileğiyle…
[2] Hadislerle İslâm, Cilt 6, s. 215
[3] Hadislerle İslâm, Cilt 4, s. 313