Nihayet, öldüre öldüre ölen bir İSRAİL’i, öle öle dirilen bir FİLİSTİN’i görüyoruz.
Zalimin zulmü varsa Allah’ın da vardır bir hesabı. Hikmetinden sual olunmaz.
Hep birlikte göreceğiz; Terör devleti Siyonist İsrail’in Gazze’de katlettiği mazlum ve masumların ahı tüm dünyayı aydınlatacak. Hatta Allah’ın hikmeti çoktan tecelli etmeye başladı bile. Medya, dünyanın her yanından İslam’ı seçenlerin haberleriyle çalkalanıyor.
Geçen hafta ibret bir olay Bodrum’da yaşadık. Gazze’deki gıda ve tıbbi yardım ablukasını kırmak için İspanya’dan yola çıkan küresel Sumud Filosuna destek olmak ve uyuşmuş vicdanları harekete geçirmek, küllenen milli direniş (Kuvayı Milliye) ruhunu ateşlemek için, Bodrum İnsani Değerler Derneği(DEĞER-DER) olarak Bodrum İskele Meydanı’nda “GAZZE STANDI” açtık. Dernek üyelerimizin ve gönüllerin destekleriyle bu standta iki haftadır SUMUD nöbeti devam etmekte.
Yerli ve yabancı ziyaretçilerin akımına uğrayan standta görevlilerimiz Sumud filosu ve Gazze hakkında Türkçe-İngilizce aydınlatıcı bilgiler veriyorlar. Ziyaretçiler anı defterine Gazze ve İsrail hakkındaki duygu, düşünce ve temennilerini yazıyorlar. Hazırladığımız döviz ve pankartlarla fotoğraf ve video çekip Bodrum’dan tüm dünyaya kendi sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar.
Bu arada Bodrum Sumud nöbet çadırında öyle bir olaya şahit olduk ki “Bir ölürüz, bin diriliriz.” ifadesinin Gazze konusunda tecelli ettiğini görmüş olduk.
Yirmili yaşlarda Maksymillian Krolikiewicz isimli Polonyalı bir turist standımızı ziyaret eder ve Gazze defterine duygularını yazdıktan sonra, onun daha derinden duygulandığını ve üzüldüğünü fark ettik.
Maksymilian’ı standa davet ettik, biraz sohbet ettikten sonra Müslüman olduğunu söyledi. Aile ise Hristiyan. Seni Müslüman olmaya iten sebep ne oldu? Diye sorduk. Bize hikayesini anlatmaya başladı.
Gazze’de İsrail tarafından katledilen masum insanları, bebekleri, çocukları izlerken çok etkilenmiş. Hele okulların, hastanelerin, camilerin, kiliselerin bombardımanlarla yerle bir edildiğini gözyaşlarıyla aylarca izlemiş.
Sonra mensubu olduğu Hristiyan dünyasının sessizliğini bırakın, İsrail’in son sistem savaş mühimmatlarıyla devamlı desteklendiğini gördükten sonra kendi dünyasını (Batı) ve dinini sorgulamaya başlamış. Gazze’de ve Batı Şeria’da olanların kendi kültür dünyasında izahı yoktu sorularına cevap bulamıyordu.
“Batı dünyası ve ABD’yi arkasına almış en modern güçlü bir ordu ile Gazze’ye bomba yağdıracaksın ve ellerinde hiçbir teknik teçhizat ve donanımı olmayan Gazze’de Hamas öncülüğündeki direnişi kıramayacaksın. Üstelik sağlık ve gıda ablukasına rağmen.
Bu olacak iş değil. Dünya’da bunun örneği yok… Ve düşünmeye başladım. Gazze halk bu gücü ve savaşma azmini nereden alıyor? Bu işte bir iş var, diye günlerce düşündüm, uykularım kaçtı.
Farklı olan bir şey vardı. Bu insanlar Müslümandı. O halde işe önce buradan başlamalıydım ve öyle de yaptım.
İşe İslam dinini araştırmakla başladım. Sonra Hz. Muhammed’in hayatını okudum. Üçüncü olarak Kuran’ın insanlığa mesajlarına odaklandım.
Sonuçta gördüm ki, Gazze halkındaki bu asaletin adalet ve direniş ruhunun, özgürlük ateşinin kaynağının İslam olduğunu keşfettim ve Müslüman olmaya karar verdim.
Elhamdülillah 1,5 yıldır Kuran’ı okuyorum, sureleri ezberliyorum, hayatımı bir Müslüman gibi yaşamaya çalışıyorum.
Aslında sadece benim Müslüman olmam yetmez. Barış ve huzur için, sevgi için, adalet için bu din tüm dünyaya lazım.”
Polonyalı kardeşimizin İslam’ı araştırma-öğrenme (tahkiki iman) ve yaşama gayreti hepimizi imrendirdi. Çünkü Maksimilyan’ın gözlerinden fışkıran nuru ve yüzündeki dingin mutluluğu hissettik. O İslam’ı hakkıyla yaşıyordu ve iliklerine kadar hissediyordu.
Tatilinin son günü Bodrum’un manevi şahsiyetlerinden Saldır Şeyh mescidini ve türbesini ziyaret ettikten sonra Gazze Müslümanı Maksmilyan’ı göz yaşlarıyla uğurladık.
Gördük ve şahit olduk ki; Gazze’de şehitler ölmüyor. Dünyanın dört bir yanında başka insanlarda İslam nurunu yaşatmaya vesile oluyorlar. Ne mutlu, Gazze’den ilham alarak Müslüman olanlara.
İnanıyoruz ki, bu iman ve bu cihad ruhu onlarda oldukça Gazze düşmeyecek.