30 yıldır devam eden “Bodrum Çarşamba Kahvaltıları Grubu” geçen gün iki konuğu ağırladı. MUSKİ Gn. Md. Sayın Yılmaz Şengün ve Gn. Md. Yrd. Sayın Ahmet Demirel Bodrum’un su sorununu enine boyuna masaya yatırdılar, Büyükşehir’in çalışmalarını anlattılar ve soruları cevapladılar. Aydınlatıcı ve doyurucu açıklamaları için Büyükşehir bürokratlarına teşekkür etmek gerekiyor. Çünkü sorunlar ve projeler yetkililer tarafından dile getirilmezse
şüpheler, haksız ve mesnetsiz ithamlar ve dedikodular hem ortamı kirletiyor hem de çalışanların şevkini kırıyor. Çarşamba Kahvaltı grubunu, böylesi önemli bir toplantıya vesile olduğu için kutluyorum.
Peki, Bodrum’un 30 yıl öncesine dayanan su sorunu nasıl oldu da bugünlere kadar geldi ve kangrenleşti?
Öncelikle gelelim yılan hikayesine dönüşen Dalaman Çayı efsanesine.
1998 yılında dönemin ANAP’lı Belediye Başkanı Sayın Tuğrul Acar ve ekibi geleceği öngörerek Dalaman Çayı suyunu sahil bandından Bodrum’a nakli projesini hazırladı ve ihaleye çıkardı. Lakin Sayın Acar büyük bir siyasi nezaket göstererek 1999 yılında projenin ihale iradesini yeni seçilecek başkana bıraktı. Keşke bırakmasaydı, diyesim geliyor içimden.
1999’da seçimi kazanan Başkan CHP’li rahmetli Emin Anter oldu. Yeni yönetim, “Ben Bodrumluya dolarla su satmam” bahanesiyle pişmiş aşa su kattı ve ihale külliyen iptal edildi. Böylece Bodrum’un kronik su sorunu resmen başlamış oldu.
Bu sitemim şunun için; seçilmiş yöneticiler öncelikle risk almayı bilecek ve vizyon sahibi olacak. Fütüroloji (gelecekbilim) denen bilimden biraz nasibini alacak ve 10, 20 ve 30 yıllık geleceğe dair stratejileri olacak. Yani uzun vadeli projelerin bütüncül bir yaklaşımla planlanmasını ve yönetilmesini sağlayan stratejik belge olan MASTER PLAN kapasitesi olacak. Öyle son dakikaya kadar sorunu ötelerseniz yumurtlayacak folluk bulamazsınız.
Dalaman Çayı ile Bodrum’un su sorunu 25 yıl önce tamamen tarihe karışmış ve başka projeler konuşuyor olacakken, yok Dalaman, yok Geyik, yok Ekinambarı (…) hala debelenip duruyoruz.
Toplantıdan aldığım güncel bilgilere göre Dalaman Çayı suyunu da herhalde
Aydın’a kaptırdık. Dalaman nire? Aydın nire? Niçin sahip çıkılmadı, anlamış değilim. Biz güya siyaset yapacağız derken sanırım Dalaman suyuna sahip çıkamadık.
Biz kayıkçı kavgası yapaduralım, atı alan Üsküdar’ı çoktan
geçmiş. Bu pilav daha çok su götürecek. Dalaman suyuna ve diğer alternatiflere haftaya devam edelim inşallah.
Hoşça kalın, dostça kalın emi!
Ahmet Karataş
4 Aralık 2025