Zaman akıyor… Hem de aleyhimize. Çünkü Kur’ân, Asr Suresi ile zamanı sadece kronolojik bir akış olarak değil;hakikatle yüzleşmenin, kayıpların ve kurtuluşun terazisi olarak önümüze koyuyor. Ve Rabbimiz, “Asr’a yemin olsun ki insan hüsrandadır” diyerek bizi çağların eşiğinde durdurup bir muhasebeye çağırıyor.

Hüsranın Anatomisi ve Dirilişin Formülü

Bugün İslam coğrafyasına baktığımızda gördüğümüz şey, siyasi dağınıklıktan öte, iman, amel, hakikat ve sabır eksenli bir zihin dağınıklığıdır. Asr Suresi bu parçalanmışlığa karşı dört esaslı bir reçete sunar:

1. İman etmek,

2. Salih amel işlemek,

3. Hakkı tavsiye etmek,

4. Sabrı tavsiye etmek.

Bu dört unsur, bir medeniyetin temel taşıdır. İman; varoluşun anlamını belirler. Salih amel; inancın hayata müdahalesidir. Hak; adaletin ve hakikatin ölçüsüdür. Sabır ise bu uğurda gösterilecek direncin ruhudur. Bu dörtlü yapının dışındaki her arayış, her düzen, her çıkış arayışı sonuçta hüsrandır.

Çağın Kaybı: Asr’ı Yaşayamamak

Bugün zaman Müslümanların aleyhine çalışıyorsa, bunun nedeni Asr bilincini yitirmemizdir. Biz zamanı öldürdük; zaman da bizi. Oysa Asr Suresi, Müslüman’a zamanı nasıl kuşanacağını öğretir. Zamanı imanla diriltmeyen bir toplum, günü kurtarsa da geleceği kaybeder.

Asr Suresi bir bireysel kurtuluş reçetesi değil, bir toplumsal uyanış manifestosudur. Yani “ben kurtuldum” diyerek çekilmek yok; “biz kurtulalım” diyerek mücadele var. Hakkı ve sabrı tavsiye etmek, başkalarının da kurtuluşu için sorumluluk almaktır. Bu da bizi tebliğ, birlik, istikamet ve dayanışma ahlakına götürür.

Yeni Bir Asr’a Çağrı: Müslüman Asrı

Bugün dünya, yeni bir düzen arayışında. Kapitalizmin, liberalizmin ve materyalist ideolojilerin çöküşüne tanık oluyoruz. Tam da bu noktada Müslümanlar olarak Asr Suresi’ni sadece bir sure değil, bir çağ inşa projesi olarak yeniden okumalıyız. Bu sure; hem içe dönük bir inkılâp çağrısıdır, hem de dışa dönük bir medeniyet hamlesidir.

Şu hâlde:

• İmanımızı yeniden tefekkürle derinleştirmeli,
• Amellerimizi adalet, ihsan ve dürüstlükle Salih kılmalı,
• Hakikati korkmadan dillendirmeli,
• Ve sabrı kuru pasiflik değil, bilinçli direniş olarak kuşanmalıyız.

Müslüman asrı, ancak Asr Suresi'nin ilkeleriyle doğabilir. Çağın boğucu karanlığından bir diriliş çağına geçişin anahtarı bu dört ilkenin hayata geçirilmesindedir.

Asr Suresi’nin her harfi bir çağrıdır;
Her ayeti bir irkiliş.
Zaman aleyhimize dönmeden,
Zamanın şahitliğinde yeniden dirilelim.
Bir ümmetin yeniden doğuşu, Asr Suresi’nin hayata geçirilmesiyle mümkündür.

Selam ve dua ile.