2. BÖLÜM
Dünya yeni bir paylaşım dönemine hızla ilerlerken, dünyada yeni bir güvenlik mimarisinin ortaya çıkacağı görülüyor.
Türkiye’nin de diyalog ortağı olarak katıldığı, Çin’in öncülüğünde kurulan Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün temel amacı, ABD nezdinde batıya karşı güvenlik-savunma temelli alternatif ve etkili bir blok oluşturmak. Nitekim Formun Altı
ŞİÖ zirve toplantısında, ABD’ye Orta Asya’daki askeri varlığına son verme çağrısı yapılması üzerine, ABD Özbekistan’daki askerlerini bu ülkeden çekmiştir.
AB ise kuracağı yeni savunma sisteminin NATO’ya tamamlayıcı pozisyonda olacağını söylüyor. AB Zirvesinin sonuç metninde yer alan “Avrupa Birliği’nin savunma alanında güçlenmesi, NATO’ya tamamlayıcı nitelikte olacak ve küresel güvenliğe olumlu katkı sağlayacaktır.” ifadesi bu manada dikkat çekiyor.
Dünyanın güvenlik mimarisi şekil değiştiriyor, çeşitleniyor.
AVRUPA SAVUNMA YOL HARİTASINI ÇİZİYOR: “REARM EUROPE”
Trump yönetiminin Avrupa’nın güvenliğini kendi başına sağlaması gerektiğini vurgulaması ve olası bir Rusya saldırısı tehdidi, AB’yi savunma sanayisini güçlendirmeye itiyor. Avrupa Birliği, savunma alanında Amerika Birleşik Devletleri’ne olan bağımlılığını kırmaya yönelik yeni bir strateji açıkladı. Mart ayında duyurulan “White Paper for European Defence –Readiness 2030” (Tr. Avrupa Savunması İçin Kabine Raporu–2030’a Hazırlık) başlıklı güvenlik stratejisi, Avrupa’nın savunmasını güçlendirme ve savunma ekipmanlarını Avrupa’dan temin etme hedefini merkeze alıyor. Avrupa’nın yükselen tehditlere ve ABD’nin güvenlik şemsiyesinin dışında kalma ihtimaline karşı savunma alanında kendi kendine yetmesi amaçlanıyor. Bu hedefleri gerçekleştirmek için “ReArm Europe” (Avrupa’yı Yeniden Silahlandır) planı ile 2030 yılına kadar Avrupa’nın savunma kapasitesini güçlendirmek için 800 milyar avroya kadar kaynak oluşturması bekleniyor.
Strateji belgesi, savunma sanayisini desteklemek, askeri hareketliliği artırmak ve AB ülkeleri arasındaki operasyonel iş birliğini teşvik ederek Avrupa’nın güvenlik krizlerine hazırlık seviyesini yükseltmek hedeflerine odaklanıyor.
Plan kapsamında, ulusal muafiyet maddesi devreye alınarak, üye ülkelerin savunma harcamalarını GSYİH’nın yüzde 1,5’i oranında artırmasına olanak tanınacak.
Bu yeni strateji kapsamında, AB ülkeleri askeri ekipmanlarının büyük kısmını Avrupa’dan tedarik etmeye teşvik edilecek. Yeni kredi paketinden yararlanabilmek için ülkelerin, satın aldıkları ekipmanların en az yüzde 65’ini AB merkezli tedarikçilerden temin etmeleri gerekecek.
Ek olarak, AB bütçesinden sağlanacak mali kaynakların yüzde 35’lik bir oranının, birliğe üye olmayan ülkelerin savunma ürünlerine harcanmasına, bu ülkelerden alım yapılmasına imkan sağlayan öneri Fransa’nın muhalefetine rağmen birlik tarafından kabul edildi.
Öte yandan, 2. Dünya savaşı sonrası askeri yapılanması kısıtlanan Almanya, ülkenin yeniden silahlanması için “Bazuka” adı verilen devasa bir yatırım planını, Mart ayında Federal Mecliste onayladı. Plan savunma harcamaları için 500 milyar avro tutarında bir altyapı fonu oluşturulmasını öngörüyor.
AB’nin yakın gelecekte bünyesinde NATO benzeri bir yapılanmaya giderek ciddi bir savunma gücü ve kendisine ait bir komuta kontrol mekanizması oluşturacağı görülüyor.
AVRUPA’NIN TÜRKİYE PERSPEKTİFİ
AB'nin yeni yol haritasında, "Ortaklıklar yoluyla güçlendirilmiş güvenlik" başlıklı bölümde Türkiye de yer alıyor. Bu bölümde AB üyesi olmayan ülkelerle partnerliğin tedarikçilerin çeşitlendirilmesi ve bağımlılıkların azaltılması bakımından önemli olduğu, "benzer düşünen ortakların" da Daimi Yapılandırılmış İşbirliği (PESCO) projeleri gibi işbirliğine dayalı savunma projeleri ve girişimlerine katılımına izin veren imkanlar sunabileceği belirtiliyor.
Avrupa Birliği savunma alanındaki eksiklerini kapatmaya çalıştığı bu yeni dönemde Türkiye ile savunma ve güvenlik alanındaki işbirliğini derinleştirme çabası içerisine girmiş durumda. Trump'ın Ukrayna’da savaşı bitirmek için başladığı görüşmelerde Avrupa'yı dışlayıcı tutumu, bölge liderlerini bir araya gelmeye ve strateji belirlemeye zorladı. Avrupalı liderler bir araya gelirken, Avrupa'nın savunma mimarisiyle ilgili önemli toplantılara Türkiye'nin dahil edilmesi, Brüksel-Ankara hattındaki trafiği de yoğunlaştırdı. AB, Türkiye'yi "fikirdaş ülkeler" arasında sayarken işbirliği ve ilişkilerin derinleşerek süreceği mesajını veriyor.
TÜRKİYE’YE GÜZELLEMELER
Diğer yandan bir süredir Avrupalı siyasiler, savunma uzmanları ve basın tarafından Türkiye’nin askeri ve siyasi gücüne yönelik güzellemeler bir biri ardına geliyor.
Avrupa Konseyi dönem başkanlığını 1 Ocak 2025’te devralan Polonya’nın başbakanı Tusk’ın Türkiye ziyareti öncesinde, Polonya basınında çıkan değerlendirmelerde; Türkiye’nin, deniz ticareti ve enerji sevkiyatında önemli rotaları kontrol ettiği ve Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden uluslararası pazarlara ulaştırılmasına yönelik anlaşmanın sağlanmasında kilit bir rol oynadığı belirtilerek, Avrupa’ya yönelen mülteci akışını durdurmada kritik bir tampon görevi gördüğü vurgulandı.
Yine Tusk’ın Türkiye ziyareti nedeniyle İngiltere basınında yapılan değerlendirmelerde, Türkiye’nin önemli bir savunma sanayi geliştirdiği, savaş gemileri, insansız hava araçları ve zırhlı araçlar ihracatında büyüyen bir aktör haline geldiği ayrıca balistik füzeler, ana muharebe tankları ve savaş uçakları geliştirdiği aktarıldı. Dünyanın en büyük 11. silah ihracatçısı konumunda olduğu belirtilen Türkiye’nin aynı zamanda Gazze, Somali ve Ukrayna’daki çatışmalarda arabulucu rolü üstlendiği ve pek çok esir takasına da aracılık ettiği hatırlatıldı.
Türkiye’deki özellikle savunma alanındaki gelişmeleri yakından takip eden Yunan basınında ise, Türkiye’nin yerli silah sistemleri üretimini artırarak askeri kapasitesini güçlendirdiği ve küresel çapta etkiler yarattığı vurgulandı.
Fransız basını ise; Türkiye’nin Avrupa havacılık pazarındaki etkisini artırdığı, artık yalnızca kendi ordusu için silah üreten bir ülke değil, dünya genelinde savunma ihracatı yapan büyük bir aktör konumuna geldiği vurgulanırken, Türkiye’nin dünyanın en güçlü 9. ordusuna sahip olduğu ve dünyada askeri ve jeopolitik dengeleri etkilemeye devam ettiği aktarıldı.
--------------------- İKİNCİ BÖLÜMÜN SONU --------------------