1. ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ ZİRVESİ
2001 yılında kurulan Şanghay İşbirliği Örgütü'nün bugüne kadar yapılan en geniş katılımlı zirvesi, 31 Ağustos – 1 Eylül tarihlerinde, Çin'in Tiencin kentinde gerçekleşti. Zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dahil olduğu 20'den fazla ülkenin devlet ve hükümet başkanları katıldı.
Zirvede, siyasi, güvenlik, ekonomi ve insani bağlar alanlarında işbirliğinin teşviki ve güncel uluslararası sorunların ele alındığı Devlet Başkanları Konseyi toplantısı da gerçekleştirildi.
Çoğunlukla güvenlik konusuna odaklanan Şanghay İşbirliği Örgütü, son yıllarda güvenlik ve terörle mücadeleden, ekonomik ve askeri işbirliğini de içeren kapsamlı yapıya evrildi.
Örgütte diyalog ortağı statüsünde bulunan Türkiye, şu ana kadar üyelik için resmî bir adım atmamış olsa da tam üyelik isteğini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından pek çok kereler dillendirdi.
Bu yazıda, Şangay İşbirliği Örgütü’nün kuruluş amacı, küresel siyasetteki yeri, Türkiye’nin örgüte olası üyeliğinin getireceği kazanımlar, riskler ve üyeliğin önündeki engeller ile bu üyeliğinin Türk dış politikası açısından ne anlama geleceği hususları analiz edilecektir.
2. ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’NÜN KURULUŞ AMACI
Şangay İşbirliği Örgütü Avrasya'da güvenliğin sağlanması ve ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesi amacıyla 2001 yılında Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan tarafından kurulan örgüt, zamanla genişleyerek Hindistan ve Pakistan'ı da bünyesine katmıştır.
Örgüt üyesi ülkelerin yüz ölçümlerinin toplamı Avrasya kıtasının yüzde 65'ini kapsarken, örgüt dünya nüfusunun yüzde 40'ını ve küresel gayrisafi hasılanın yüzde 30'unu temsil ediyor.
Kuruluşun Arka Planı
Şangay İşbirliği Örgütü’nün kurulduğu 2001 yılı, ABD'nin Orta Asya'da ve Orta Doğu'da askeri varlığını artırdığı döneme denk gelir. 11 Eylül saldırılarının ardından ABD'nin Afganistan'a müdahalesi ve bu bölgede artan etkisi, Rusya ve Çin'i harekete geçirmiş ve Şangay İşbirliği Örgütü, ABD'nin bölgedeki tek taraflı askeri ve siyasi adımlarına karşı, çok kutuplu bir dünya düzenini teşvik etmek amacıyla kurulmuştur. Örgüt, üye ülkelerin egemenliğine ve iç işlerine karışmama prensibine dayanarak, ABD'nin "demokrasi ihracı" veya "insani müdahale" gibi kavramlarla perdelediği girişimlerine karşı alternatif bir model sunmayı hedeflemiştir.
3. ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’NÜN KÜRESEL ETKİSİ
Şangay İşbirliği Örgütü, Avrasya'da çok kutuplu bir dünya düzeninin oluşmasına katkıda bulunarak, bölgesel istikrarı ve işbirliğini artırmayı hedefleyen bir yapıdır.
Her ne kadar örgütün resmî belgelerinde açıkça belirtilmese de Şangay İşbirliği Örgütü'nün kuruluş amacı ve işleyişi, ABD'nin küresel hegemonyasına karşı bir denge unsuru oluşturma siyasetine dayanır. Şangay İşbirliği Örgütü’nün kuruluşu, Batı ittifaklarının etkisini sınırlandırmayı amaçlamıştır.
Askeri İşbirliği
Şangay İşbirliği Örgütü, düzenli olarak terörle mücadele ve sınır güvenliği odaklı ortak askeri tatbikatlar düzenlemektedir. Bu tatbikatlar, üyeler arasında askeri koordinasyonu güçlendirerek, NATO'nun veya ABD liderliğindeki diğer askeri oluşumların etkisine karşı bir alternatif oluşturmaktadır.
Ekonomik İşbirliği
Şangay İşbirliği Örgütü, ABD dolarına bağımlılığı azaltmayı ve Çin'in "Bir Kuşak Bir Yol" gibi projeleriyle Asya merkezli yeni ticaret yolları ve ekonomik ağlar kurmayı hedeflemektedir. Örgüt, bölge ülkelerini ABD doları ve Batı merkezli finansal sistemden bağımsız bir ekonomik ağa entegre etmeyi, böylece ABD'nin küresel ekonomik hegemonyasını zayıflatmayı amaçlamaktadır.
Siyasi İşbirliği
Örgüt, Çin ve Rusya gibi Batı'ya meydan okuyan büyük güçleri aynı platformda bir araya getirirken, Hindistan ve Pakistan gibi nükleer güce sahip ülkeleri de bünyesinde barındırıyor. Şangay İşbirliği Örgütü, üye ülkelerin Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlarda ortak tutum sergilemesini teşvik ediyor. Bu siyasi koordinasyon, küresel kararların artık sadece Batı'nın tekelinde olmadığını, Asya'dan da önemli aktörlerin söz sahibi olduğunu gösteriyor.
Çok Kutupluluk Hedefi
Çok kutupluluk, küresel siyasette gücün birden fazla merkez arasında dağılmasıdır. Şangay İşbirliği Örgütü, soğuk Savaş döneminin ardından, ABD'nin tek süper güç olduğu "tek kutuplu" düzene karşı, yeni güç merkezleri oluşturmayı hedeflemiştir.
İdeolojik Dengeleme
ŞİÖ'nün kuruluşu, doğrudan ABD'nin dünyadaki hegemonyasına karşı bir savaş ilanı olmasa da, örgütün stratejik hedefleri ve faaliyetleriyle, mevcut uluslararası düzende ABD'nin etkisine karşı bir denge unsuru olarak hareket ettiği görülüyor.
4. ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ ÇİN'İN HEGEMONİK ÇIKARLARINA MI HİZMET EDİYOR?
Çin’in küresel çıkarları için örgütü kullandığı ve bu yolla kendi lehine ortam ve fırsatlar oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz.
Küresel Düzende Etki Alanı Yaratmak
Çin, Şangay İşbirliği Örgütü aracılığıyla, ABD liderliğindeki Batı bloğuna karşı, kendi etkisini artırabileceği bir jeopolitik alan inşa etmeye çalışmaktadır. Örgüt, Çin'in uluslararası arenada daha güçlü bir ses sahibi olmasına ve kendi ekonomik ve siyasi modelini yaymasına olanak tanıyor.
Bölgesel Güvenliği Sağlamak
Şangay İşbirliği Örgütü 'nün terörizm, ayrılıkçılık ve aşırıcılıkla mücadele amacı, Çin'in kendi iç güvenliğini (özellikle Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde) sağlamasına yardımcı olmaktadır. Bu sayede, Çin'in "Bir Kuşak Bir Yol" gibi mega projeler için bölgede güvenli bir ortam oluşturulmaktadır.
Ekonomik Entegrasyonu Artırmak
Şangay İşbirliği Örgütü, üye ülkeler arasında ticaret ve yatırımın artırılmasını teşvik etmektedir. Bu durum, Çin ekonomisine yeni pazarlar açmakta ve Çin merkezli ekonomik bir ağın oluşmasına katkı sağlamaktadır. Çin'in bu ülkelerle yaptığı ticaret anlaşmaları ve altyapı projeleri, bölgeyi Pekin'e ekonomik olarak daha bağımlı hale getirmektedir.
Şangay İşbirliği Örgütü'nün Çin'in küresel çıkarlarına hizmet ettiği yadsınamaz olsa da, diğer ülkeler de kendi çıkarlarını korumak adına bu dinamik içinde yer almayı sürdürmektedir.
5. TÜRKİYE'DEN ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’NE TAM ÜYELİK AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin örgüte üye olma isteğini pek çok kez net bir şekilde dile getirmiş bulunuyor.
Türkiye halen Şangay İşbirliği Örgütü’ne tam üye değil, "diyalog ortağı" statüsünde.
Diyalog Ortaklığı Ne Anlama Geliyor?
2012 yılında Türkiye, Şangay İşbirliği Örgütü tarafından "diyalog ortağı" olarak kabul edildi. Diyalog ortaklığı, Şangay İşbirliği Örgütü’ne üye olmayan ülkelerin örgütün toplantılarına ve bazı etkinliklerine katılmasına olanak tanıyan ancak, karar alma süreçlerinde söz hakkı vermeyen bir statüdür. Bu statü sayesinde Türkiye, örgüt üyeleriyle güvenlik, ekonomik işbirliği ve kültürel ilişkiler gibi konularda görüş alışverişinde bulunabilmektedir.
Bu statü, Türkiye'nin örgütle olan ilişkilerini resmîleştirirken, aynı zamanda, ortak güvenlik operasyonlarına katılmak gibi tam üye olmanın getirdiği yükümlülükleri taşımamasına imkan tanıyor.
6. TÜRKİYE’NİN ÇOK YÖNLÜ DIŞ POLİTİKA ARAYIŞI
Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne tam üyelik konusundaki isteği, çeşitli stratejik ve ekonomik faktörlere dayanıyor. Bu istek, aynı zamanda çok yönlü dış politika hedeflerinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Çok Yönlü Dış Politika
Türkiye, coğrafi konumu gereği Avrupa, Orta Doğu, Karadeniz ve Orta Asya gibi farklı bölgelerle ilişki kurmak zorundadır. Şangay İşbirliği Örgütü üyeliği, Türkiye'nin bu çok yönlü dış politikasını pekiştirerek, yeni pazarlara, enerji kaynaklarına ve siyasi ilişkilere erişim sağlayabilir. Bu, tek bir bloğa bağımlı kalmanın getireceği riskleri azaltacaktır.
Stratejik Konumun Güçlenmesi
Şangay İşbirliği Örgütü'ne tam üye olmak, Türkiye'nin uluslararası arenadaki konumunu güçlendirecektir. Farklı ittifaklarda yer almak, Türkiye'ye daha fazla diplomatik esneklik ve müzakere gücü sağlayabilir. Bu sayede, Türkiye Avrasya'nın kilit bir aktörü haline gelebilir ve bölgesel ve küresel meselelerde daha etkili rol oynayabilir.
Stratejik Denge ve Çok Kutuplu Dünya Vizyonu
Türkiye, mevcut küresel düzende çok kutuplu bir yaklaşımı benimsiyor. Bu manada, farklı coğrafyalardaki önemli güçlerle de ilişkilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Şangay İşbirliği Örgütü, Avrasya coğrafyasının en önemli siyasi ve güvenlik örgütlerinden biri durumunda. Örgüte tam üye olmak, Türkiye'nin uluslararası arenada daha dengeli bir pozisyon almasına ve stratejik seçeneklerini artırmasına imkan tanıyabilir.
7. ÜYELİĞİN GETİRECEĞİ KAZANIMLAR, RİSKLER ve ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Türkiye’nin örgüte tam üyeliğinin, pek çok önemli kazanımla birlikte, riskleri de beraberinde getirme potansiyeli mevcuttur.
7.1. OLASI KAZANIMLAR
Ekonomik Çeşitlilik
Şangay İşbirliği Örgütü, dünya ekonomisinin önemli bir bölümünü oluşturan Çin, Hindistan ve Rusya gibi dev ekonomileri barındırıyor. Tam üyelik, Türkiye'ye bu pazarlara daha kolay erişim imkânı sunacak, ticaret hacmini artıracak ve özellikle enerji, ulaştırma, altyapı ve teknoloji gibi stratejik alanlarda yeni işbirliği fırsatları yaratacaktır. Bu durum, Türkiye ekonomisinin Batı pazarlarına olan bağımlılığını azaltabilir ve daha dengeli bir ticaret yapısı oluşturabilir. Şangay İşbirliği Örgütü üyeleriyle entegrasyonu derinleştirmek, Türkiye ekonomisine yeni bir ivme kazandırabilir.
Güvenlik ve İstikrar
Şangay İşbirliği Örgütü'nün ana gündemlerinden biri terörizm, radikalizm ve ayrılıkçılık gibi ortak tehditlere karşı mücadeledir. Tam üyelik, Türkiye'ye bu konularda üye ülkelerle daha derin bir işbirliği yapma imkânı sunar. Terörizm ve organize suçlarla mücadele gibi konularda Şangay İşbirliği Örgütü içinde kurulan işbirliği mekanizmaları, bölgesel istikrarı artırabilir ve Türkiye'nin kendi güvenlik endişelerine çözüm bulmasına yardımcı olabilir.
7.2. OLASI RİSKLER
Batı İttifaklarıyla Gerilim
Türkiye, NATO üyesi ve Avrupa Birliği’nde aday ülke statüsünde olan bir ülkedir. Şangay İşbirliği Örgütü'ne tam üyelik, Batılı müttefikler tarafından NATO'ya olan bağlılığın sorgulanması olarak algılanabilir ve mevcut ilişkilerde gerilime neden olabilir. Özellikle savunma ve güvenlik alanındaki ortaklıklarda, çelişkili politikalar nedeniyle sorunlar yaşanabilir.
Ekonomik ve Siyasi Kısıtlamalar
Şangay İşbirliği Örgütü, ekonomik ve siyasi olarak Batı standartlarından farklı yaklaşımlara sahip. Üyeliğin getirebileceği taahhütler ve kararlar, Türkiye'nin kendi ekonomik ve siyasi süreçleriyle çatışabilir. Ayrıca, örgütün iç dinamikleri ve liderlik yapısı, Türkiye'nin ulusal çıkarlarına her zaman uyum sağlamayabilir.
Çin'e Bağımlılık
Üyelik, Türkiye'yi, özellikle güvenlik ve ekonomik konularda, Çin'in politikalarına bağımlı hale getirebilir. Bu durum, Türkiye'nin bölgesel manevra alanını kısıtlayabilir.
Demokrasi Tartışmaları
Şangay İşbirliği Örgüt üyelerinin birçoğu, Batı demokrasilerinden farklı yönetim modellerine sahiptir. Bu durum, Türkiye'nin iç politikasında, özellikle de demokratik değerler ve insan hakları konularında tartışmalara yol açabilir. Örgüte tam üyelik, Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde taahhüt ettiği demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi değerlerden uzaklaştığına dair bir algı oluşturabilir.
Eksen Kayması Algısı
Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütü’ne tam üyeliği, Batı'dan uzaklaşıp Asya merkezli bir siyasi ve askeri bloğa yöneldiği algısı yaratabilir. Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütü'ne tam üyelik adımı, uluslararası arenada "eksen kayması" olarak yorumlanma potansiyeli taşımaktadır.
8. TAM ÜYELİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) tam üye olmasının önünde birden fazla ve önemli engel bulunuyor. Bu engeller, hem örgütün kendi yapısından hem de Türkiye'nin mevcut dış politika yönelimlerinden kaynaklanıyor.
NATO Üyeliği Çelişkisi
Türkiye'nin ŞİÖ'ye tam üyeliğinin önündeki en büyük engel NATO üyesi olmasıdır. Türkiye'nin güvenlik altyapısı ve savunma politikaları tamamen NATO ile entegredir. NATO'nun askeri tatbikatları, istihbarat paylaşım mekanizmaları ve ortak savunma anlaşmaları, ŞİÖ'nün benzer yapılarıyla uyuşmaz. ABD liderliğindeki Batı bloğuna karşı bir denge unsuru olarak görülen ŞİÖ’ye, bir NATO ülkesinin tam üye olması, her iki ittifakın da temel prensipleriyle stratejik bir çelişki yaratır.
Uygur Meselesi
Türkiye'nin Uygur Türklerine yönelik insani duruşu, Şangay İşbirliği Örgütü'nün ana üyesi olan Çin'in politikalarıyla çatışmaktadır. Bu durumun arkasında yatan temel neden, hem Türkiye'nin hem de Şangay İşbirliği Örgütü'nün bu konuya dair yaklaşımlarındaki derin farklılıklardır.
Şangay İşbirliği Örgütü'nün Yaklaşımı: Şangay İşbirliği Örgütü'nün en büyük ve en etkili üyesi olan Çin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde uyguladığı politikaları bir iç güvenlik meselesi olarak görüyor. Örgütün temel prensiplerinden biri, üye ülkelerin iç işlerine karışmamaktır. Şangay İşbirliği Örgütü, Uygur meselesini, Çin'in "üç kötülük" olarak tanımladığı terörizm, aşırıcılık ve ayrılıkçılıkla mücadele kapsamında ele alıyor. Dolayısıyla, Çin ve diğer Şangay İşbirliği Örgütü üyeleri, Uygurlara yönelik herhangi bir eleştiriyi, iç güvenliği tehdit eden bir dış müdahale olarak görüyor.
Türkiye'nin Yaklaşımı: Türkiye'nin mevcut Uygur politikası, Şangay İşbirliği Örgütü'nün ana üyesi olan Çin ile derin bir stratejik ve ideolojik karşıtlık barındırıyor. Türkiye, Uygur meselesini insan hakları bağlamında ele alıyor ve tarihsel, dini ve kültürel bağları nedeniyle, Uygurların durumuna dair endişelerini uluslararası platformlarda zaman zaman dile getirerek, Uygurların haklarının korunmasını savunuyor. Türkiye'deki kamuoyu ve siyasi partiler de bu konuya duyarlı bir yaklaşım sergiliyor. Bu durum, Çin'in iç politikalarını doğrudan eleştiren bir pozisyon anlamına geliyor.
Tam üyelik, Türkiye'nin bu konuda Şangay İşbirliği Örgütü'nün duruşunu benimsemesini veya en azından bu konudaki eleştirilerini geri çekmesini gerektirebilir. Türkiye, Şangay İşbirliği Örgütü üyeliği için Uygur meselesinde daha sessiz bir politika izlerse, bu durum ülke içindeki kamuoyundan tepki çekebilir. Bu nedenle, Şangay İşbirliği Örgütü ile yakınlaşmak, Türkiye'nin iç ve dış politikaları arasında bir denge kurmasını gerektirecektir.
Üye Ülkelerin Onayı
Şangay İşbirliği Örgütü'ne yeni bir tam üyenin kabulü için mevcut tüm üyelerin onay vermesi gerekir. Türkiye'nin tam üyelik başvurusunda bulunması halinde, Çin ve Rusya, Türkiye'nin NATO ve Batı ile olan bağları nedeniyle çekincelerini dile getirebilir. Ayrıca Hindistan ve Pakistan gibi üyeler arasındaki gerilimler de yeni bir üye için konsensüs sağlamayı zorlaştırabilir.
Politika Çatışması
Şangay İşbirliği Örgütü, özellikle Orta Asya'da güvenlik ve istikrar konularına odaklanmıştır. Örgütün ana hedefleri arasında terörle mücadele, sınır güvenliği ve ekonomik işbirliği yer alsa da Türkiye'nin kendi jeopolitik öncelikleri ve bölgesel rolleri, Şangay İşbirliği Örgütü'nün mevcut politikalarıyla her zaman örtüşmeyebilir.
9. TÜRKİYE'DEN BEKLENECEK ADIMLAR
Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütü'ne tam üye olabilmesi için atması beklenecek adımlar, örgütün mevcut yapısı ve üye ülkelerin beklentileriyle yakından ilişkilidir.
Şangay İşbirliği Örgütü Şartlarının Karşılanması - Şartnamesinin Onaylanması
Tam üyelik için öncelikle örgütün temel kurallarını ve prensiplerini içeren Şangay İşbirliği Örgütü Şartnamesi'nin Türkiye tarafından kabul edilmesi gerekir. Bu şartname, üye ülkelerin egemenliğine saygı, iç işlerine karışmama ve barışçıl çözüm gibi ilkeleri içerir.
İş Birliği Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmesi
Şangay İşbirliği Örgütü, güvenlik, ekonomi ve kültür alanlarında geniş kapsamlı iş birliği faaliyetleri yürütür. Tam üye olmak için Türkiye'nin bu alanlarda ortak projelere ve anlaşmalara aktif katılım sağlaması beklenir. Özellikle terörizmle mücadele ve sınır güvenliği konularında ortak operasyonlara uyum sağlaması gerekecektir.
Siyasi ve Stratejik Uyum Sağlanması
Şangay İşbirliği Örgütü, ABD liderliğindeki Batı ittifakına karşı bir denge unsuru oluşturmasından dolayı, Türkiye'nin Batı ittifakıyla olan sıkı ilişkileri, Şangay İşbirliği Örgütü içinde bazı endişelere yol açabilir. Türkiye'nin her iki yapıyla olan ilişkilerini nasıl yöneteceğine dair net bir strateji belirlemesi gerekir.
10. SONUÇ
Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütü’ne ilgisi, ekonomik çıkarlarını çeşitlendirme, stratejik konumunu güçlendirme ve güvenlik alanında işbirliği yapma arzusunun bir sonucu olarak görülebilir.
Bu durum aynı zamanda, Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerine alternatif yaratma ve çok yönlü bir dış politika izleme çabasını ifade ediyor.
Ancak tam üyelik, bazı zorlu engelleri de beraberinde getiriyor. Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütü'ne tam üye olabilmesi için bir takım siyasi ve stratejik adımlar atması gerekecektir.
Türkiye'nin aynı zamanda Batı ile olan stratejik ilişkileri ve jeopolitik konumu göz önüne alındığında, üyelik yolunun oldukça karmaşık ve zorlu olacağı açıktır. Bu tercihin sonuçları, Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerinin seyrini ve küresel güç dengelerini yakından etkileyecektir.
Türkiye'nin Şangay İşbirliği Örgütü'ne tam üye olması, sıradan bir karar değildir. Bu adım, hem stratejik bir tercih, hem de bir dış politika değişikliğidir.
Türkiye'nin mevcut dış politika yönelimi göz önünde bulundurulduğunda, Şangay İşbirliği Örgütü'ne tam üyelik, faydaları kadar, ciddi riskleri de beraberinde getirecek bir adımdır.
Bu nedenle, olası bir üyelik kararı, uzun vadeli fayda ve risk analizi yapılarak alınması gereken çok önemli bir karardır.