Önce Öcalan’ın sonra da bu karara uyacağını bildiren PKK’nın silahlı mücadeleyi bırakması kişilerin siyasi taraftarlığına göre birbirine 180 derece zıt yorumlara sebep oldu. Bu kadar çok zıtlığın bir arada olmasında siyaseti sadece karşı görüşü ve partiyi eleştirmek yıpratmak devirmek ve yok etmek olarak gören fanatik partili-partisiz taraftarların kafa karışıklığından kaynaklanıyor.
Beni yakından tanıyan arkadaşlarım hiç bir siyasi partiyle organik bir bağım olmadığını bilirler. Bu siyasi bir görüşüm olmadığı anlamına gelmediği gibi her inanan kişi gibi bir siyasi duruşum ve yolum vardır.
Ancak siyasi partilere bakışım; bu milletin bir üyesi ve devletin vatandaşı olarak doğru siyasetleri desteklemek yanlış olanın karşısında olmaktır. Bunu islami tabirle iyiliği emretmek kötülüğü yasaklamak( emri bil maruf nehyi anil münker) olarak da görüyorum.
Siyasi görüşümüz, dünya görüşümüzden ve inancımızdan ayrı görülemez. Esasen dünya tarihinin ve siyasetinin de bir iman ve inanç mücadelesi olduğunu da bilmemiz gerekir. Esasen bütün savaşlar son tahlilde ideolojilerin çatışmasından çıkmıştır.
Genelde çıkar savaşı toprak savaşı ırk savaşı olarak gözüken mücadelelerin de sebebi son tahlilde Faşizm, Emperyalizm, Irkçılık, Kapitalizm, Dini Anlayış gibi farklı ideolojik mücadelelere dayanır.
Bu ilkeleri Türkiyenin içinde bulunduğu siyasi ortama taşırsanız; PKK ve Abdullah Öcalan’ın mücadelesinin de bir ideolojik temele dayandığını, bu ideolojinin de materyalist, siyasi Kürt Milliyetçiliğine dayanan, sosyalist bir ideoloji olduğunu analiz edebiliriz. PKK sadece devletle değil bilhassa Orta Doğu’da Türkiye’de Müslüman Kürtlerle de savaşmıştır.
Öcalan’ın ve PKK’nın ideolojisini yenmeden silahlı alanda üstün gelmeniz, (ya da silahlı mücadeleden vazgeçilmesi) nihai sonucu ve zaferi getirmez. İdeolojik mücadeleyi kazanmanız; daha az kan dökülmesine daha az acı yaşanmasına sebep olduğu gibi gerçek zafer ve üstünlük olacaktır.
İslam peygamberi kendi kavminden olan Mekke Müşrikleriyle Bedir, Uhud, Hendek gibi üç büyük savaş yapmasına rağmen nihai sonucu hemen hemen savaşmadan inanç ve iman mücadelesini kazanmış olarak Mekke’yi fethetmiştir. Öyle olmuştur ki Mekkelilerin İslam Güçlerine dayanacak moral ve manevi gücü kalmamıştı. Bu kazanım; bir çok sahabenin yenilgi zannettikleri Hudeybiye Barış anlaşmasının 10 yıllık barış ortamındaki inanç mücadelesinde müslümanların ideoloji ve iman üstünlüğü sayesinde olmuştur. İmanınızın doğruluğuna ve inancınıza güveniyorsanız ki İslam öyledir, barış ve sulh ortamı müminlerin lehine olacaktır. Bu sebeple Rabbimiz:
“4.90 - Ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar veya ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmak istemediklerinden göğüsleri daralarak size gelenler bundan müstesnadır. Eğer Allah dileseydi, bunları size musallat eder ve bunlar da sizinle savaşırlardı. O halde, onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse, o takdirde Allah onlara saldırmak için size yol vermez.”
İslam barışı ve barış ortamını savaşa tercih eder. Barış ortamında mücadelenin adı cihad, savaş ortamında kıtaldir. Cihad insan öldürmek değil insanı diriltmektir. Cihadın silahı kelimelerdir. Kıtal mecbur kılınan ve izin verilen bir durum sıcak savaştır. Sıcak savaş zalimlere karşı yapılır. Cihad ise cehd dediğimiz gayret çaba diyebileceğimiz insan kazanmak, ölü kişileri diriltmek, iyileri ve iyilikleri arttırmak, iyileri aktif iyi yapmak uğrunda ortaya koyduğunuz salih amellerdir.
Sonuç olarak PKK’nın silah bırakması ideolojik mücadeleden vazgeçtiği anlamına gelmez, ideolojik,psikolojik ve siyasi mücadele devam edecektir. Sadece mücadelenin metodu silahlı mücadeleden ideolojik psikolojik ve siyasi alana geçecektir. Bu imani ve ideolojik mücadelenin kazanılması, genç kuşakların batıl PKK ideolojini benimseyerek dünya ve ahiretlerinin berbat olmasını engelleyecek, onları İslam Milletinin bir parçası aktif iyi yapacaktır.
Bu sebeple tavırlarında samimi iseler, hak-batıl mücadelesinin silahlı alandan barış ortamına metodu ikna ve silahı kelimeler olan iman inanç ve ideoloji alanına geçmesini olumlu karşılarız. Ancak bu ne PKK’nın ne de Öcalanın ideolojik ve siyasi mücadeleden vazgeçtikleri/vazgeçecekleri anlamına gelmeyecektir.
Bu mücadelenin kazanılması: Milletini yurdunu düşünen her aydın müminin daha donanımlı daha birikimli olmasına, çaba gayret ve mücadele azimlerinin güçlü ve devamlı olmasına ve barış içinde iman ve inanç mücadelesini, hakkı tebliğ ve ıslah çabalarını kesintisiz devam ettirmelerine bağlıdır.