Sabrın Sınırı, Gücün Kıyısı: Türkiye-İsrail Gerilimi Nereye Gidiyor?
MAKALE
Paylaş
19.07.2025 12:52
196 okunma
Hüseyin Demir

Ortadoğu'nun kalbinde, Gazze'nin her karış toprağında yankılanan bombalar artık sadece bir halkın dramı değil, uluslararası düzenin çürümüş vicdanının sessiz çığlığına dönüşmüş durumda. İsrail, adım adım Filistin’in üzerine yürürken; Türkiye, diplomatik sahnede yüksek sesle adalet çağrısı yapıyor. Ancak çağrıların karşısında, karanlıkta kalmış esas soru büyüyor:

İsrail nereye kadar ilerleyecek? Türkiye nereye kadar sabredecek?

Türkiye’nin Askeri Gücü: Sessiz Ama Hazır

Türkiye, bugünün dünyasında sadece ses veren değil, gerektiğinde “saha kuran” bir aktör. TSK; teknolojik dönüşümünü tamamlayan, Suriye ve Irak’ta aktif saha deneyimine sahip, İHA/SİHA üstünlüğüyle asimetrik savaşlarda fark yaratan bir yapı hâline geldi.

· 750 bini aşkın aktif personel,

· Bayraktar TB2 ve Akıncı gibi sahada kanıtlanmış insansız hava platformları,

· Milli savunma sanayisinin geliştirdiği TCG Anadolu gibi çok amaçlı platformlar,

· Hisar-A/O, SİPER gibi hava savunma sistemleri,

· Ve çok yakında 5. nesil savaş uçağı KAAN.

Türkiye, İsrail’le konvansiyonel anlamda bire bir savaşa girerse bu güç unsurları devreye girer. Ancak savaş sadece orduyla değil, ittifaklarla kazanılır. İşte tam da bu noktada NATO, ABD ve diğer müttefikler sorusunun cevabı belirleyici olur.

NATO ve ABD: Müttefiklik Mi, Çıkar Dengesi Mi?

Türkiye, NATO'nun en güçlü ordularından birine sahip üyesidir. Ancak NATO, üyelerinin tüm savaşlarında otomatik devreye giren bir askeri koalisyon değildir. Bir NATO üyesinin başlattığı savaşta değil; saldırıya uğraması hâlinde (5. madde) ortak savunma devreye girer.

Bu bağlamda:

· Türkiye, İsrail’e karşı doğrudan bir askeri operasyona başlarsa, NATO desteğini alamaz.

· Ancak İsrail, Türkiye’ye saldırırsa, o zaman NATO devreye girebilir.

Peki, ABD bu tabloda nerede durur?

· ABD, İsrail’in en büyük askeri-finansal destekçisidir.

· İsrail'in F-35’ten Demir Kubbe sistemine kadar tüm stratejik gücünün arkasında Amerikan teknolojisi vardır.

· Türkiye ile ABD arasında son yıllarda yaşanan S-400, F-16, Suriye'deki YPG desteği gibi konular, ikili ilişkileri zaten gergin hale getirmiştir.

Bu nedenle bir Türkiye-İsrail savaşı, Türkiye ile ABD arasında yeni bir kriz hattı yaratabilir. Washington, doğrudan müdahil olmaz; ama Ankara üzerinde siyasi ve ekonomik baskı kurabilir.

Peki Türkiye Yalnız mı Kalır?

Hayır. Türkiye yalnız kalmaz. Çünkü mesele yalnızca siyasal değil, aynı zamanda ideolojik, ahlaki ve insani bir zemine dayanıyor. Ve bu zemin, birçok devleti –gönüllü ya da stratejik gerekçelerle– Türkiye’nin yanına çekecektir.

1. Pakistan

· Türkiye’nin en güçlü stratejik ortaklarından biri.

· Nükleer güce sahip olması, savaş senaryosunda caydırıcılığı artırır.

· İsrail karşıtı halk tepkisi oldukça güçlüdür.

2. Katar

· Türkiye’nin askeri üssünün bulunduğu ve sıkı ekonomik ilişkiler kurduğu bir müttefik.

· Diplomatik ve lojistik destek verme olasılığı yüksek.

3. Azerbaycan

· “İki devlet bir millet” ilişkisi.

· Karabağ zaferinde Türkiye’nin verdiği destek, Bakü’nün Ankara’ya olan bağlılığını artırdı.

· Fiilî askeri katılım zor olsa da, stratejik destek güçlü olur.

4. Malezya, Endonezya, Cezayir, Tunus gibi İslam ülkeleri

· Kamuoyunda Türkiye’ye büyük sempati var.

· Bu ülkeler doğrudan savaşın parçası olmasa da, diplomatik baskı ve destek eksenine katılabilirler.

5. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT)

· Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan gibi ülkeler Türkiye’nin çağrısı halinde sembolik destek sunabilir.

· Özellikle Türk dünyasında ortak ordu ve savunma sanayii iş birliği söylemi üzerinden ortak tavır geliştirilebilir.

Savaş Gerçekleşir mi?

Bugünkü verilerle doğrudan bir savaş hâlâ düşük ihtimal. Ancak bu, Türkiye’nin pasif kalacağı anlamına gelmez. Türkiye şunları yapabilir – hatta yapıyor:

· Gazze’ye yardım koridoru açarak ablukayı delmek,

· Doğu Akdeniz’de İsrail gemilerine karşı askeri caydırıcılık oluşturmak,

· Filistinli gruplara (Hamas dâhil) lojistik, istihbarat ve siyasal destek vermek,

· Uluslararası mahkemelerde İsrail’e karşı hukuki savaş yürütmek.

Bu adımlar, savaşın doğrudan değil, hibrit çatışma biçiminde ilerleyeceğini gösteriyor.

Türkiye Susmaz, Savaşmaz mı?

Türkiye ne susacak kadar zayıf, ne de acele edecek kadar hesapsızdır. Ankara sabrediyor; çünkü savaş yalnızca düşmanla değil, dost görünümlü hesaplarla da yapılır. Türkiye sabrediyor; çünkü sabır, stratejik zekânın en keskin silahıdır.

Ama unutulmamalı: Bu sabır, korkudan değil, sorumluluktandır. Bu bekleyiş, zayıflıktan değil, hazırlıktandır.

Bugün Gazze’nin çığlığına kulak tıkayanlar, yarın susanların adlarını utançla anacaktır. Türkiye ise o gün geldiğinde yalnızca konuşan değil, harekete geçen bir ülke olursa kimse şaşırmasın.

Zira bu millet, susmaz. Ve zamanı geldiğinde, yürür. Hem de öyle bir yürür ki, ardında yalnız diplomasi değil, tarih bile ayağa kalkar.

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya