1. Büyük aileler hatta küçük aileler parçalanıyor. Nüfus artış hızımız düşüyor, toplum yaşlanıyor.
2. Geleneksel Tarikat yapılanmaları ve tasavvuf düşüncesi küçülüyor ve çöküyor. Çöken bu yapıların yerine; Kurani bir İslam anlayışı yaygınlaşsa da güçlü ve etkili Kurani bir sivil yapılanma ortada görülmüyor.
3. Mevcut sivil toplum kuruluşlarına katılım ve destek azalıyor.
4. Toplumun düşünce düzeyinde muhalefet düşüncesi artıyor, her şeye ve her projeye muhalefet bir moda halini alıyor.
5. İnternet, sosyal medya ve Batı film endüstrisi eliyle bilhassa gençler sanal yapay ve gerçek hayattan kopuk mankurt bir ideoloji ve dünya görüşüne yöneliyor.
Bu tablo başlangıçda olumsuz ve karamsar bir tablo gibi gözükebilir.
Ancak ben bu tablonun yeni ürün elde etmek için toprağı sürerek alt üst eden çiftçinin tarlası gibi toplumunda ilahi bir güç tarafından alt üst edilerek yeni bir dirilişe, yeni kuşaklara yeni kurumlara hazırlandığını düşünüyorum.
Toplumumuzun din ve kültür anlayışının, kurumlarının değiştiği ve yeni bir dirilişe gebe olduğunu bu sancıların doğum sancıları olduğunu hissediyorum. Yeterki yöneticiler bu konjonktürü analiz ederek, bu gelişimin önünde engel olmayıp kolaylaştırıcı bir rol alsınlar.
Her değişim; başlangıçta eski yapı ve düşüncelerin çöküşünü başlatır. Her değişim, çözülüşün gübresinde, geleceğin tohumlarını besler büyütür.
Batı aydınlanmasını tahlil ederseniz, eski sistem ve düşüncelerin çöktüğünü, İslama göre geri, ancak batının eski kilise görüşüne göre ileri ve yeni bir devrim ve gelişimin bu gübrelikte yeşerdiğini görürsünüz.
Türkiye’nin ve İslam dünyasının yeni bir medeniyet ve atılım süreci başlamıştır. Bunu hızlandırmak ve yeni insan ve toplum yapılanmasını sağlam temellere oturtmak, yeni bir medeniyet sıçramasının ana motoru ve katalizörü olacak vahiy eksenli halis din anlayışını merkeze almakla olacaktır.
Rivayetlerden beslenen tarikatların yerini; Kuran'dan kaynaklanan, Allah'a halis kılınmış din anlayışına dayanan, aktif iyilerin oluşturduğu, aklını kullanan, irade, karar, heyecan, adanmışlık ve amel sahibi müminlerin kurduğu sivil toplum kuruluşları almalıdır.
Alimlerimiz ve aydınlarımız din ve dünya görüşlerini Allah’ın evren ve Kitap ayetleriyle geliştirmeli ve yenilemelidirler. Eskiler ve eski içtihadlar geride kalmış 21 Yüzyılın sorunlarına ve sorularına cevap olacak eskimez kitabın eskimez ayetleriyle akla ve doğa ayetlerine dayanan yeni içtihadlar ve söylemler gereklidir.
Alimlerimiz ve önderlerimiz aydınlarımız Dünya’ya ve İslam alemine gerek düşünce eksenin de, gerekse bunun hayata tatbikinde de ahlakta da yani pratikte ve amelde de örnek ve önder olmalılar.
14- (1-2) Elif Lâm Râ. Bu Kur'an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.....