Dünya Emekliler Günü ve Emeklilerimiz
MAKALE
Paylaş
30.06.2025 14:33
62 okunma
Ali Akça

“İnsanın kalbinde ince bir düş gibi durur emeklilik:
Bir sabah, çalmayan saatle uyanmak,
Güneşin nereye doğduğunu merak etmeksizin pencereyi aralamak,
Takvime değil, keyfe göre yaşamak…”

Tatlı bir emeklilik işe başlayan her bireyin hayalidir. Sabah mesai saatlerine bağlı değil, iç sesine göre ve dilediği anda telaşsız uyanmak harika bir şeydir. Fakat emeklilik sistemindeki karmakarışık durum, bu hayali her geçen gün biraz daha öteliyor.

Hayatın altın yılları genç ve enerjik olduğumuz zamanlardır. İş hayatı çok farklı olup yalnızca çalışmaya programlanmış değildir. Mutlu ve huzurlu dönemlerin yanı sıra; entrika, kıskançlık, hırs ve yorgunlukla örülmüş uzun bir yürüyüştür. Bu yolda dostluklar seyrektir, samimiyet nadirdir. Kendisini güncel tutan, yabancı dile hâkim, dünyayı takip eden ve çok okuyup çalışanlar, teknolojiye uyum sağlayanlar bu karmaşada ayakta kalmayı başarır. Diğerleri ise zamanla sisteme yenik düşer.

Yıllardır ekonomik refahı iyileştiremeyen hükümetlerin en kolay ezeceği kitle nüfusumuzun yaklaşık %19’nu oluşturan emeklilerdir. Onların her yıl maaşa yapacağı zamma bel bağlamak zorunda kalan emekliler ay sonunu zor getirir. Bu açıdan emeklilik daha gençlikten itibaren çalışırken önemle düşünülecek bir yaşam dönemidir. Geleceğin bütçesini emeklilik öncesinden yapmak kaçınılmazdır. Eğer emekli olmadan önce finansal özgürlük kazanılmamışsa emeklilikte altın yıllar diye bir şey yoktur.

Türkiye’de kamu çalışanları genellikle otuz yılı tamamladığında emekliliği düşünür. Ancak bu hakkı elde ettikleri zaman durum değişir. Çünkü o dönem çocukların üniversite masrafları, düğün hazırlıkları, artan yaşam giderleri birer engel gibi karşılarına dikilir. Ekonomik yük ağırdır, bu yüzden “biraz daha çalışayım” demek zorunda kalırlar. Oysa memuriyet, yirmi beş yıldan sonra sabır ve dayanıklılık isteyen çekilmez bir göreve dönüşür. Tahammül katsayısı giderek düşer, hastalıklar baş göstermeye başlar.

Bir memur düşünün: Otuz beş yıl boyunca aynı binanın aynı katında, aynı koltukta oturmuş. Öğlen yemeğinde trans yağlarla pişen hep aynı çorbayı içmiş, aynı köşedeki büfeden göbek oluşturan simit almış. Onun için emeklilik, sadece işten değil, alışkanlıklardan, geçmişten, hatta hayattan ayrılmak gibidir. Bu yüzden ayak sürüyerek çalışmaya devam eder; çünkü dışarıda onu bekleyen yeni bir dünya olduğuna inancı çoktan solmuştur. Emeklilikte kendisini bir boşluğun ve içine düşeceği bir uçurumun beklediğine inanır.

Diğer taraftan, iş hayatı artık öyle bir hâl alır ki, herkes bir an önce emekli olmanın yollarını arar. Çalışma koşulları sevimsizleşir, ekonomik dengeler çoktan bozulmuş, sosyal hayat daralmış, yaşanılan şehirler yaşanılamaz hâle gelmiştir. Sayıları epeyce yüksek olan EYT’lilere bakın. En nihayet yasal düzenleme yapılmış ve milyonlar erken emekli olmuştur. Ama bu da çare olmamıştır. Büyük umutlarla mutlu sona ulaşan birçok kişi umduğunu bulamamış ve aynı işine geri dönmüştür.  Dönemeyenler ikinci bir işe başlamıştır. Emekliliğin hayal edilen huzuru, çoğu için yerini pişmanlığa bırakmıştır.

Yapılan bir sürü yeni düzenlemelerle emekli maaşı, aktif maaşın neredeyse yarısına kadar düşer. Bu düşüşle birlikte birçok kişi geçinemez hale gelir. Yaşlandıkça emekli olmaya karşı direnç artar. Çünkü artık yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda duygusal bir kayıp da söz konusudur. Emekli olduğunda eski önemini, görünürlüğünü, hatta anlamını yitireceğini bilen birçok kişi, göreve tutunmaya çalışır. Ne yazık ki yöneticiler, genç personel ister; yaşını başını almış memurlar birden “bankamatik” etiketiyle yalnızlığa itilir. O makamın bir gün kendilerini de terk edeceğini düşünmeyen yöneticiler, bu kısır döngünün içine bir gün kendilerinin de düşeceğini çalışırken fark etmezler.

Üstelik bazı memurlar vardır ki, hayatının büyük bölümünü kuruma adamıştır. Devlet dairesi onlar için ikinci bir ev, görevleri ise neredeyse kimliklerinin tamamıdır. “Abi” ya da “Abla” diye anılırlar. İzin günlerinde bile kuruma uğrar, hastalık raporuna rağmen çalışmak isterler. İşkoliktirler ama verimli değil, kimi temel kuralları ya bilmez ya da önemsemezler. Kurumun kalbinde yer etmiş bu insanlar için emeklilik, bütün hayat düzeninin altüst olmasıdır. Sudan çıkmış balık gibi kalakalırlar. Yeni hayatlarına ayak uyduramaz, işe yaramazlık hissiyle mücadele ederler.

Memuriyetle geçen yıllar, yürüyen kariyer ve biriktirilen zamandır. Ancak emeklilik tam tersi, eksilmeye başlayan hayatın ikinci perdesidir. Bu dönemi anlamlı kılan, yaşamın gerçek amacına dokunabilmektir. Çünkü yaş aldıkça, çocukluktan, okuldan, işten, hatta evlilikten birer parça daha kopar gider insanın içinden. Emeklilerin oluşturduğu whatsApp gruplarında; gidenlerin ardından taziye ve kalanların yaklaşan doğum günleri haberleşme konusu olur.

Mutlu bir emeklilik önceden planlamak kaydıyla mümkündür. Yıllar evvelinden bütçe hazırlanır, emeklilikte yaşanılacak yer belirlenir. Zihnini huzurlu kılabilen, hayatın tadını çıkarabilen, pozitifliğini sürdürebilen insanlar için bu dönem bir hafifleme, bir arınma dönemidir. Artık gece uykuları kaçmaz, sabahlar dingin başlar. İnsanın ruhu dünyanın telaşından uzaklaşır.

Çünkü emeklilik, yalnızca çalışmanın sonu değildir. Hayatın sesini ilk kez duymaya başlama anıdır.

Okurlarımın 30 Haziran “Dünya Emekliler Günü”nü kutlarım.

Ali Akça

aliakca2009@hotmail.com

 

Yorum Ekle
Adınız :
Başlık :
Yorumunuz :

Dikkat! Suç teşkiledecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Ali Akça
YAZARIN ÖZGEÇMİŞİ

Ali AKÇA, Uludağ İşletme Fakültesi'nden 1982 yılında mezun oldu. Fransa'nın Montpellier kentinde, Paul Valéry Universitési'nde 1982-84 yılları arasında dil eğitimi için bulundu ve muhtelif araştırmalar yaptı. 1984-1986 yıllarında yedek subay olarak askerliğini tamamladı. Fransa'nın Rouen Universitési'nde 1992-94 yıllarında İşletme Yüksek Lisansını tamamladı. Hazine Bakanlığı’nda 38 yıl çalışıp 2023 yılında emekli oldu. Şiir ve deneme yazıları yazmaktadır.

 

sanalbasin.com üyesidir

ANA HABER GAZETE
www.anahaberyorum.com
İşin Doğrusu Burada...
İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ
BAĞLANTILAR
KISAYOLLAR
anahaberyorum@hotmail.com
0312 230 56 17
0312 230 56 18
Strazburg Caddesi No:44/10 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı
Anadolu Ay Yayınları
Ayizi Dergisi
Aliya İzzetbegoviç'i
Tanıma ve Tanıtma Etkinlikleri
Ana Sayfa
Yazarlarımız
İletişim
Künye
Web TV
Fotoğraf Galerisi
© 2022    www.anahaberyorum.com          Tasarım ve Programlama: Dr.Murat Kaya